BİR MALI SADAKA OLARAK
VERİP SONRA ONUNSATIŞA ARZ EDİLDİĞİNİ GÖREN
KİŞİ O MALISATIN ALABİLİR Mİ?
BİR SADAKA VERİP
SONRA ONA MİRASÇI OLANIN BABI
BORÇLANMA HAKKINDA
TEŞDİD BABI
BORCU GÜZELCE
ÖDEME (FAZİLETİNİN BEYÂNI) BABI
BORCUNU ÖDEMEK
NİYETİYLE BORÇLANAN KİMSE
HAK SAHİBİ
(HAKKINI İSTEMEKTE» BİR NÜFUZA SÂHİBTİR, BABI
HAKKI GÜZELCE İSTEMEK VE
GÜNAHLARA GİRMEKTEN SAKINARAK ALMAK BABI
ÖDEME NİYETİNDE
OLMAYARAK BİR BORÇ İLE BORÇLANAN KİMSE
REHİN (BORCUN
ÖDENMESİ SURETİYLE) GERİ ALINABİLİR
VEDİA (HIFZ EDİLMEK
ÜZERE BIRAKILAN EMÂNET) BABI
BİR
2392) "... Ömer (bin
el-Hattâb) (Hadtyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre
:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken kendisi (yaya bir
mücâhide) bir atı sadaka olarak vermiş, bir süre sonra at sahibinin
atı noksan fiyatla satmak istediğini görmüş ve bunun üzerine
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e giderek ata müşteri
olmasının hükmünü sormuştur. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) de (Ömer'e) :
«Sadakam satın
2393) "... Zübeyîr bin el-Avvâm (Radtyallâhü anhyden rivayet
edildiğine Röre:
Kendisi gamr veya gamre denilen bir atı sadaka olarak (birisine)
vermiş sonra o attan olduğu söylenen erkek veya dişi kir
tayın satışa arz edildiğini görmüş ve (onun
atından olduğu için) tayı satın almayı
bırakmıştır."
BİR SADAKA VERİP SONRA ONA MİRASÇI OLANIN BABI
2394) "... Büreyde (bin el-Husayb)
(Radıyallâkü anh)'âen; Şöyle demiştir :
Bir kadın, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Yâ Resul al
lan! Ben anneme (genç) bir cariyeyi sadaka
olarak verdim. Annem de öldü (ve o cariyeyi
bıraktı), dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) (kadına) şöyle buyurdu i
-Allah seni sevablandırdı ve (cariyeyi) mirasla
2395) "... Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin
Amr bin el-Âs) (Radt-yallâhü ankümyden; Şöyle
demiştir :
Bir adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e gelerek: Yâ Resûlallah! Ben anneme bir bahçemi verdim. (Sonra) annem de öldü ve
benden başka mirasçı bırakmadı, dedi. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de (adama) şöyle
buyurdu: «Senin sadakan tam oldu. Bahçen de
2396) "... (Abdullah) bin Ömer (Radıyallâhü anhümâ)'dan rivayet
edildiğine göre:
(Babası) Ömer bin el-Hattab (m ganimet payı) Hayber'de (Semg denilen
hurmalık) bir araziye isabet etti. Sonm Ömer (Radıyallâhü anh),
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SeüemVİn yanına gidereki
Yâ Resülaliah! Hayber'de(ki ganimetten) öyle bir mal
bana isabet etti ki benim nazarımda bundan daha azizi ve güzel bir
(araziyi hayır için değerlendirme şekli hakkında)
O'ndan emir istedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
(kendisine) :
«Dilersen arazinin aslını vakfedersin ve onun mahsullerini sadaka
edersin,» buyurdu.
İbn-i Ömer demiştir ki: Sonra Ömer bu arazi hakkında şu
(şartlı vakıf) işlemi yaptı: Malın aslı
satılamaz, hibe edilemez ve ona mirasçı olunamaz. Ömer onun gelirini
fakirlere, vâkıfın yakın akrabasına, esaretten kurtulmak
isteyen kölelere, Allah yolunda savaşan mücâhidlere, yolculara ve
konuklara sadaka kıldı. Bu maun mütevellisi olan
kimsenin bundan mal biriktirmeksizin ve mülkiyetine tecâvüz etmeksizin
gelirinden örfe göre yemesinde veya bir dostuna yedirmesinde bir günah
yoktur."
2397) "... 1(Abdullah) bin Ömer (Radtyallâhü anhümâyâan rivayet
edildiğine g.'ire (babası) Ömer bin el-Hattâb:
Yâ Resûlullah! Şüphesiz ben, Hayber'deki yüz sehimdik malım) -dan
bana daha sevimli bir
«Onun aslını vakfet ve mey vasim Allah yoluna tahsis eti»
buyurdu.
.
2398) "... Ebû t'mâme (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine göre kendisi :
Ben Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den işittim şöyle
buyurdu, demiştir:
«Âriye (sahibine) ödenir. Minha da (sahibine)
iade edilir.»"
2399) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü «w/t/den rivayet edildiğine
gö-re kendisi :
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemKden şöyle buyururken
işittim, demiştir:
«Âriye (sahibine) ödenir ve minha (sahibine) iade edilir.»"
2400) "... Semûre (bin
Cündüb) (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Selletn) şöyle buyurmuştur;
«El, (başkasına âit) aldığı
VEDİA
(HIFZ EDİLMEK ÜZERE BIRAKILAN EMÂNET)
BABI
2401) "... Amr bin Şuayb'm dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs
(Radt-valfâkü anhümâ)'den rivayet edildiğine göre: Resûlullah (Sallallahü
Aleyhi ve Srllem), şöyle buyurdu, demiştir :
«Bir mal hıfz edilmek üzere kimin yanma emaneten
bırakılırsa o kimse üzerine tazminat yükleme yoktur.»"
TİCÂRET
EDİP KÂR SAĞLAR, BABI
2402) "... Örve el-Rârıkî (bin ebi'l-Ca'd) (Radtyaifâhü fl«A)'den
rivayet edildiğine göre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seli em) kendisi için bir koyun satın
almak üzere ona bir dinar verdi. O da (gidip) Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi
ve Sellem) için (o dinarla) iki koyun satın aidi. Sonra
bir koyunu bir dinara sattı ve Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e
bir koyun ile bir dinar getirdi. Bunun üzerine
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (alış verişinin) bereketli
olması için ona dua etti.
Râvî demiştir ki: Artık Örve ve toprak alsaydı onda kâr ederdi." ... "Örve bin Ebi'l-Ca'd el-Bârıkî
(Radıyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir î
Satılmak üzere bir koyun sürüsü geldi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) de bana bir dinar verdi ve râvi bunun mislini
anlattı."
2403) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü
anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir :
Zulüm, borcunu ödemeye muktedir olanın Özürsüz olarak borcunu Ödemeyi
geciktirmesidir. Ve (alacaklı durumda olan) biriniz varlıklı ve
güvenilir bir kimseye havale edildiği zaman, havale işini kabullensin.»"
2404) "... (Abdullah) bin Ömer (Radtyallâhü anhümâ)'âan rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sel/cm) şöyle
buyurdu, demiştir :
«Borcunu Ödemeye muktedir olanın özürsüz olarak borcunu ödemeyi
geciktirmesi bir zulümdür. Ve sen (alacaklı durumda iken)
varlıklı ve güvenilir bir kimseye havale edildiğin zaman ona
havale edilmeni kabullen.»"
BOÇLUYA KEFİL
OLMAK BABI
2405) "... Ebû Ümâme el-Bâhilî (Radtyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre kendisi:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyururken
İşittim, demiştir:
«Kefil, taahhüd ettiği borcu yüklenmiştir ve borcun ödenmesi vâ-cibtir.»"
2406) "... (Abdullah) bin Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken bir adam 10 dinar
alacaklı olduğu borçlusunun yakasına sarıldı. Borçlu şahıs
(alacaklısına) :
Benim yanımda (mülkiyetimde)
Hayır! Vallahi sen alacağımı ödeyinceye veya bir kefil bana
getirinceye kadar senden
ayrılmıyacağım, dedi. Sonra onu Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in huzuruna çekip götürdü. Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) borçluya *
«Sen alacaklından ne kadar mehil istersin?»
buyurdu. Borçlu t Bir ay, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) :-O halde ona ben kefil olurum.» buyurdu. Sonra borçlu. Peygamber (Sallallahü Aleyhi
ve Sellem)'in dediği vakitte huzura geldi (veya borcunu getirdi).
Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona:
«Bu (altını) nereden elde ettin?» buyurdu. Adam t Bir madenden, diye
cevab verdi. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) :
«Bunda hayır yoktur,» buyurdu ve onun yerine borcunu ödedi."
2407) "... Ebû Katâde (Radtyaîlâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre:
Bir cenaze. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e
getirHe-rek üzerine namaz kılması arzulandı. Fakat
Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Csahabîlere) :
«Arkadaşınız üzerine (siz) namaz kılınız. Çünkü
onun üzerinde bir borç vardır.» buyurdu. Bunun
üzerine Ebû Katâde
O borcu ben tekeffül ederim, dedi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
•ödemeyi (mi?)» buyurdu. Ebû Katâde >
(Evet) ödemeyi (tekeffül ederim), dedi. Cenazenin
zimmetindeki borç on sekiz veya on dokuz dirhem idi. (Sonra
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun üzerine namaz
kıldı.)"
BORCUNU ÖDEMEK NİYETİYLE BORÇLANAN KİMSE
2408) "... İmrân (1) bin Huzeyfe (Radtyallâhü a*kütnâ)'âa.n;
Şöyle demiştir :
Müzminlerin anası Meymûne (Radıyallâhü anhâ)
borçlanıyordu. Onun ev halkından birisi (bir
gün) kendisine i Yapma, diyerek onun böyle borçlanmasına karşı
çıktı. Meymûne t
(1) îmrânbin Huzeyfe. Hz. Meymûne anamızdan rivayette
bulunmuştur. HA-vt Ziyad bin AmrMır. İbn-i
Maceh ile Nesal Onun hadisini rivayet etmişlerdir. (Hulasa: 895)
2409) "... Abdullah (2) bin Cafer (bin Ebl Tâlib) (Radtyallâhü
anhü-*«d>'dan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallaliahü Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Borçlu Allah'ın rızâsına aykırı bir şeye Aid
olmadıkça borcunu ödeyinceye kadar Allah onunla beraberdir.»
ÖDEME NİYETİNDE OLMAYARAK BİR BORÇ İLE
BORÇLANAN KİMSE
2410) '... Suhaybü'1-Hayr (3) (bin Sinan) (Rodtyallâkü enk)'âen rivayet
edildiğine göre: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seîlefn) şöyle
buyurmuştur:
«Herhangi bir adam ödünç alacağı şeyi sahibine ödememek karan
ile borçlanırsa Allah'ın huzuruna hırsız olarak
çıkar.»
Bu hadis başka bir senedle de Suhayb'den, merfû olarak
rivayet edilmiştir."
2411) ■*... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anjt)'den rivayet
edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seller») şöyle buyurmuştur :
-Her kim halkın mallarını, telef etmek niyetiyle alırsa.
Allah onu telef ettirir.»'*
BORÇLANMA HAKKINDA TEŞDİD BABI
2412) *'... Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Settem)'m mevlâsi (azadh kölesi)
Sevbân (Radıyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah
(Sallat-lahü Aleyhi ve Settem) şöyle buyurmuştur:
«Kim (şu) üç şeyden uzak iken ruhu cesedinden aynlırsa,
cen-net'e giren Kibir, ganimet mauna hıyanet ve borç.»"
2413) "... Ebû Hüreyre (RadtyoUâhü on*J'den rivayet
edildiğine göre: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
«(Ölen) mü'min'in ruhu. zimmetindeki borç ödeninceye kadar borçluluğundan
dolayı tutukludur.»"
2414) "... (Abdullah) bin Ömer (Radıyallâhü anftüntâ)'(\an rivâyel
edildiğine göre; Resûluilah (Salİaİhhü Ahyki ve Sel/em)
şöyle buyurdu, demiştir:
«Üzerinde bir dinar veya bir dirhem (borç) bulunduğu halde Ölen kimsenin
borcu onun hasenatından (hayırlarından) ödenir. Orada (Yâni
kıyamette) ne dinar var ne de dirhem.»"
KÎM BÎB BORÇ VEYA BAKIMA MUHTAÇ ÂÎLE BIRAKIR(ÖLÜR) İSE
(BORCUNU ÖDEMEK VE AİLESİNE BAKMAK) ALLAH'A VE RESULÜNE ÂİTTÎR
2415 Hüreyrt (Radıyallâkü ankl'den; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken mü'm in kimse borçlu
olarak öldüğü zaman Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Selem) :
«Bu ölü, borcunu karşıhyacak bir mal bıraktı mı?» diye
sorardı.
«Arkadaşınız üzerine siz namaz kılınız,*
buyururdu. Sonra Allah Teâlâ Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'ine
(mâlî) fetihler verince Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
-Ben mü'minlere kendi nefislerinden daha yakınım. Her
hangi bir mü'min borçlu ölürse, borcunu ödemek bana aittir. Mal
bırakırsa, veresesinin hakkıdır.»"
2416) "... Câbir (Radıyallâhü <z»AJ'den rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir:
«Kim (ölürken) bir mal bırakırsa, bu onun
mirasçılarınındir ve kim (ölürken) bir borç veya bakıma
muhtaç aile ferdleri bırakırsa (borcunu ödemek ve çoluk çocuğuna
bakmak) benim üzerimdedir ve (işi) bana aittir. Ben mü'minlere
(kendilerinden) daha yakınım.»"
2417) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre: Resûlulîah (Sallallahü Aleyhi ve Şellem) şöyle
buyurdu, demiştir :
-Kim fakir bir borçluya kolaylık gösterirse Allah (da) ona dünyada ve
âhirette kolaylık ihsan eder.»"
2418) "... Büreyde el-Eslemî (4) (Radıyallâhü ankyden rivayet
edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellent) şöyle
buyurmuştur:
«Kim bir fakirin borcunu ertelerse (erteleme süresince) her gün
karşılığında o kimseye bir sadaka sevabı olur. Kim onun borcunu vâdesi geldikten sonra ertelerse (bu sürece) her
gün karşılığında o kimseye borç mikdarının
bir misli sadaka sevabı olur."
2419) "... Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in sahabisi Ebü'l-Yeser
(Ka'b bin Amr) (Radtyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre; Resûlulîah
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Kim Allah'ın kendisini (kıyamet günü Arş'ın) gölgesinde
gölgelemesini severse bir fakirin borcunu ertelesin ya da (borcunu kısmen
veya tamamen) düşsün.-" „
2420) "... Huzeyfe (Radtyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre;
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur :
«(Sizden önceki ümmetlerden) bir adam ölmüş (ve cennete girmiş) sonra
kendisine: Sen ne (hayır) işledin (ki cennetlik oldun)? diye sorulmuştur. Adam — işlediği hayrı
— (ya hatırlamış veya kendisine
hatırlatılmış) da: Ben (istihkakım olarak) dirhemleri,
dinarları ve nakid para (yi aldığım) da müsamaha ve
kolaylık gösterirdim. Fakir borçluya da mehil
verirdim, diye cevab vermiş. Bunun için Allah kendisini
bağışlamıştır.
(Huzeyfe (Radıyallâhü anh) bu hadisi rivayet ederken orada bulunan Ukbe
bin Amr el-Ensârî) Ebû Mes'ûd (Radıyallâhü anh) :
Ben (de) bunu Resûlulîah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den işittim,
demiştir."
HAKKI GÜZELCE İSTEMEK VE GÜNAHLARA GİRMEKTEN SAKINARAK
ALMAK BABI
2421) "... (Abdullah) bin Ömer ve Âişe (Radıyallâhü anhüm)'den
rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur :
-Kim hakkini taleb ederse bunu imkân nisbetinde günahlara girmekten
sakınarak istesin.»"
2422) ... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'öen rivayet
edildiğine göre, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hak sahibine :
«Sen hakkını, imkân dâhilinde günahlara girmekten sakınarak al.»
buyurdu."
BORCU GÜZELCE
ÖDEME (FAZİLETİNİN BEYÂNI) BABI
2425) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'6ea rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Şüphesiz sizin en hayırlınız borcunu en güzel şekilde
verenleri-nizdir. (Veya borcunu en güzel şekilde verenleriniz sizin en
hayırlı olanlannızdandır.)»"
2424) "... Abdullah bin Ebî
Rebîa el-Mahzûmî (Radtyallâhü aw*)'den rivayet edildiğine göre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Huneyn savaşma
giderken kendisinden otuz veya kırk bin (dinar veya dirhem)
ödünçalmış ve savaştan dönünce bu borcu kendisine ödemiş
sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kendisine:
«Allah senin için ailene ve malına bereket ihsan eylesin. Şüphe-siz
borcun karşılığı (borçlunun) bunu tam olarak
(alacaklıya) Ödemesi ve teşekkür etmesidir.»"
HAK SAHİBİ (HAKKINI İSTEMEKTE»
BİR NÜFUZA SÂHİBTİR, BABI
2425) ... (Abdullah) bin Abhâs (Rarftyalİâhü anhümâ)'<\an; Şöyle
demiştir :
Bir adam gelip Allah'ın Nebisi (Sallallahü Aleyhi ve Sellern) 'den bir
alacak veya bir hak taleb etti de (yüce huzura münâsib olmayan kaba) bâzı
sözler söyledi. Resûlullah (Sallalİahü Aleyhi ve
Sellem)'in sahâbîleri o adamın haddini (fiil veya sözle) bildirmek
istediler. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
(Sahâbîlerine hitaben) :
«Susunuz, bırakınız. Çünkü kişi borcunu ödey İnceye
kadar alacak sahibinin onun üzerinde bir nüfuzu (yâni edep çerçevesinde alacağını
taleb etme hakkı) vardır.» buyurdu."
2426) "... Ebû Saîd-i Hudri (Radıyallâkü ö«A>'den :
Bir bedevi Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) e gelerek Resûl-i Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in uhdesinde bulunan alacağını
istedi de O'na karşı sert davrandı. Hattâ O'na t
Borcumu ödemezsen (veya: Borcumu ödediğin zaman dışında)
seni sıkıştıracağım, dedi. Bunun üzerine
sahâbiler (o kaba) bedeviyi azarladılar ve (kendisine) :
Yazıklar olsun
Ben şüphesiz hakkımı istiyorum, dedi. Bundan sonra Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (sahâbîlerine) :
«Niçin hak sahibi ile beraber (ondan yana) olmadım*? (olmahy-
18 — BORÇTAN DOLAYI (BORÇLUYU) HAPSETMEKVE MÜLÂZEME
(ALACAKLININ ONUN
YAKASINA YAPIŞMASI) BABI
2427) "... Eş-Şerîd (bin Süveyd es-Sakafî —S —
) (Radıyallâkü anh)'-den rivayet edildiğine göre Resulullah
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Borcunu ödemeye gücü yeten kişinin borcunu Ödemeyi geciktirmesi
(alacaklısı tarafından) şikâyet edilmesini ve
cezalandırılmasını helâl kılar.»
2428) "... El-Hirmâs bin Habîb'in dedesi (Radtyallehü anküm)'den;
Şöyle demiştir:
Ben bir borçlumu (yakalayıp) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e
götürdüm. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana ı
«Borçlunun peşini bırakma,- buyurdu. Sonra gündüzün sonunda bana uğrayarak ı
«Yâ Ahâ benî Temim! Senin esirin ne yaptı (Yâni borcunu ödedi mi?)» buyurdu."
2429) "... Kâ'b bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre:
Kendisi (Bir gün) Mescid-İ Nebevi'de (Abdullah) bin Ebî Hadred
(el-Eslemi)'den alacağını Ödemesini istemiş (ve
aralarında ileri geri konuşma geçmiş), hattâ sesleri
yükselmiş ve nihayet Resûlullah (Sal-lallahü Aleyhi ve Sellem) evinde
olduğu halde seslerini işitmiş ve bunun üzerine onların
yanına teşrif ederek t
Yâ Kâ'b, buyurmuştur.
Kâ'b de: Emrindeyim, Yâ Resûlallah! diye cevab
vermiştir. Re-sul-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellemî (ona) :
«Alacağın (meblâğ) dan şu kadarını
bırak,» buyurmuş ve istihkakın yansını mübarek eliyle
İşaretlemiştir. Kâ'b de:
Yaptım (yâni alacağımın yarısını
bıraktım) demiş, (bunun üzerine) Resul-i Ekrem (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) (borçluya) : «Kalk da bunu (yâni kalanı)
öde,- buyurmuştur.**
2430) "... Kays bin Rûmî'den; Şöyle demiştir:
Süleyman bin Üzünân, Alkame (bin Kays bin Abdülah —6—)'a Ödeneği
çıkıncaya kadar bin dirhem borç vermiş idi. Sonra Alkame'-nin Ödeneği çıkınca Süleyman
alacağını kendisinden İstedi ve onu
sıkıştırdı. Bunun üzerine Alkame
borcunu ödedi. (Ama) Alkame kızmış
gibiydi; bir kaç ay durdu. Sonra Süleyman'ın yanma gidereki Benim
ödeneğim çıkıncaya kadar bana bin
dirhem ödünç ver, dedi. Süleyman da: Peki, memnuniyetle (dedikten sonra
ailesine.) Yâ Ümme Ut be! Senin yanmda bulunan mühürlü
keseyi getir, dedi. Bunun üzerine Ümmü Utbe keseyi getirdi.
Süleyman (bana hitaben:) Bilmiş ol ki: Allah'a
yemin ederim bu (para), şüphesiz senin bana ödediğin dirhemlerdir.
Ben bundan tek bir dirhemin (bile) yerini değiştirmedim
(kullanmadım), dedi. (Bunun üzerine) Alkame t Allah
babandan razı olsun. O halde (alacağının tahsili
için) beni sıkıştırmanın
sebebi ne idi? dedi. Süleyman t
— (Sebebi senden işittiğim
(hadis) dir deyince, Alkame <
— Sen benden ne işittin? diye sordu. Süleyman t
— Ben senden İşittim, sen fbn-i Mes'ûd (Radıyallâhü
anh)'den rivayetle Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve S«llem)'in şöyle
buyur-du&unu naklettin:
«Bir müslumana bir şeyi iki kez borç olarak veren hiç bir nuis-lüman
yoktur ki onun bu davranışı, o şeyi bir defa sadaka etmesi
gibi (sevab) olmasın.»
Alkame: İbn-i Mes'ûd bana böyle rivayet etti, dedi."
2431) "... Enes bin Mâlik (Radtyaüâkü ank)'den rivayet edildiğine
gire Resûhıllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir:
«Miraca çıkarıldığım gece Cennet'in kapısı
üzerinde "Sadaka karşılığı (nda) on misli (sevab
var) dır. Borç karşılığı (nda)
da on sekiz misli (sevab var) dır." ifâdesinin yazılı
olduğunu gördüm. Bunun üzerine Cebrail'e:
Borç vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir? diye sordum. Cebrail dedi ki ı
Çünkü sadaka dileyen kişi (bazen) yanmda (bir
şey) bulunduğu halde dilenir. Fakat borç isteyen kimse, ancak
ihtiyaçtan dolayı borçlanmak ister."
2432) "... Yahya bin Ebî îshâk el-Hünâi'den; Şöyle
demiştir:
Ben En es bin Mâlik (Hadıyallâhü anht'a şunu sordum t Bizden bir
adam, (din) kardeşine mal ikraz eder (yâni mislini geri almak üzere bir
mal verir). Sonra malı alan kişi, ikraz
edene bir hediye verir? Enes dedi ki t Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur i
«Biriniz bir mal ikraz edip sonra
ÖLÜ YERİNE BORÇ ÖDEME
2433) "... Sa'd bin el-Atval (7) (Radtyallâhü
anh)'den rivayet edildiğine göre '
Kardeşi vefat etmiş, üçyüz dirhem (mal) bırakmış ve
baloma muhtaç çoluk çocuğu bırakmıştır. (Sa'd
demiş ki:) Bunun üzerine ben bu
parayı kardeşimin çoluk çocuğunun nafakasına harcamak
istedim. Fakat Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (bana) :
■Senin (ölen) kardeşin borcundan dolayı hapsedilmiştir. Artık sen onun yerine borcunu öde», buyurdu. Sa'd da t
Yâ ResOlaUaht Ben onun yerine borcunu ödedim. Yalnız bir kadının
iddia edip şâhidlendiremediği iki dinarı ödemedi m. dedi. Bunun
üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (Sa'd'a) :
«Sen kadına (iddia ettiğini) ver. Çünkü kadm şüphesiz
gerçeği söyleyendir (veya bunu hak edendir)» buyurdu/'
2434) "... Câbir bin Abdillah (bin Amr bin el-Harâm)
(Radtyallâkü a«-A*wnd)'dan rivayet edildiğine göre :
Babası (Abdullah) bir yahûdi adamın (alacaklı) olduğu otuz
vesk (kuru hurma) borcunu kendisinin boynunda bırakıp vefat etti
(şehid edildi). Câbir bin Abdillah, borcun ertelenmesini yahûdî-den taieb
etti ise de yahûdî ona mehil vermekten imtina etti. Bunun
üzerine Câbîr Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) "e müracaat ederek
kendisi İçin yahüdî ile görüşüp aracılık etmesini diledi.
Sonra Resûlullah (Salîallahü Aleyhi ve Sellem) Câbir'in
yanına giderek boynundaki borca karşılık
hurmalığının meyvasım almayı yahudiye teklif
etti. Fakat (hurmalıktaki hurma az
olduğundan) ya-hûdi bundan imtina etti. Resûlullah
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yahûdî ile (tekrar) konuştu. (Câbir'e
mehil vermesini istedi) Yahudi borcu ertelemeyi de
Ağaçlardaki hurmaları yahûdi için topla ve onun borcunun
tamamını ver-, buyurdu. Resûlullah (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) (hurmalıktan çıkıp) döndükten sonra Câbir de
yahûdi için otuz vesk hurma topladı ve on iki vesk de kendisi için
arttı. Sonra Câbir olup biten bu durumu Resûlullah (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem)'e haber vermek üzere O'nun
yanına gitti. Fakat Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem)'i (yerinde) bulamadı. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) (gittiği yerden) dönünce Câbir O'nun yanına vardı,
yahu-dînin borcunun tamamını ödediğini haber
verdi ve on iki veskin arttığını arz etti. Bunun üzerine
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (Câbir'e)
:
«Bu durumu Ömer bin el-Hattâb'a haber ver,- buyurdu; Câbir de Ömer
(Radıyallâhü anhJ'a gidip haber verdi. Ömer, Câbir'e t And olsun
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hurmalıkta
dolaştığı zaman kesin olarak bildim ki Allah muhakkak
hurmalığı bereket-lend irecektir.»"
ÜÇ ŞEY
VARDIR Kİ KİM BUNLAR İÇİNBORÇLANIRSA ALLAH (KIYAMETTE) ONUN
YERİNE BORÇLARINI (HAZÎNESİNDEN) ÖDER
2435) "... Abdullah bin Amr (bin el-As) (RadtyaUâhü anhümâyâan rivayet
edildiğine göre Resûlullah (Sallatlahü Aleyhi ve Seüem) şöyle
buyurdu, demiştir:
-Şüphesiz borç sahibi ölünce kıyamet günü borcu kendisinden tahsil
edilir. Fakat (şu) üç haslet için borçlanan (müslüman) bir kimse bu hükmün
dışındadır: Adamın gücü Allah yolunda (savaşta)
zayıflar ve bu nedenle borçlanıp bununla Allah düşmanına ve
kendi düşmanına karşı kuvvetlenir ve adamın
yanında bir müslüman Ölür ve onun tekfin ve defni için borçtan başka
bir şey bulamaz. Bir de adam bekârlık
yüzünden nefsinin günaha girmesinden korkar da dînini korumak gayesiyle
evlenir. Şüphesiz Allah Teâlâ kıyamet günü bunların yerine
borçlarım öder.*"
2436) "... Aişe
(Radtyallâkü anhâ)*dan; Şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi
ve Sellem) (Ebü'g-Şahm isimli)
bir yahûdî'den bir mikdar zahire (arpa) vadeli olarak satın aldı t»
(demir) bir zırhını ona rehin verdi."
2437) "... Enes (bin Mâlik) (Radtyaltâhü
anh)'den; Şöyle demiştir:
(And olsun) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seli em) (demir)
zırhını Medine-i Münevvere'de (Ebü'ş-Şahm isimli) bir
yahûdinin yanına rehin bırakarak ondan aile ferdi eri (nin
nafakası) için arpa aldı."
2438) "... Esma bint-i Yerid (bin Seken — I —) (Radıyallâhü
ankâ)'-dan; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), zırhı bir mikdar zahire
karşılığı bir yahûdinin yanında rehinde iken
vefat etti."
2439) "... (Abdullah) bin Abbâs (KadıyaUâhü attkümâ)'dan;
Şöyle demiştir: Resûlullah .(Sallallahü
Aleyhi ve Sellem), zırhı otuz sa arpa karşılığı
bir yahûdinin yanında rehinde iken vefat etti.'*
2440) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Binit hayvanı rehin olunca (yemi verilmesi
karşılığında) binilir. Sağım
hayvanı da rehin edildiği zaman (yemi verilmesi
karşılığında) sütü içilir. Rehin edilen
hayvanın nafakası (ona) binen ve (sütünü) içen kimse üzerine
vâcibtir.-"
REHİN (BORCUN ÖDENMESİ SURETİYLE) GERİ
ALINABİLİR
2441) -... Ebû Hüreyre (Radmüâhü ank)^n
rivlyet
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : «Rehin (borcun ödenmesi
suretiyle) geri alınabilir.» buyurmuştur."