242)
Allah'a Hamd Ve Şükretmek
Bu bölümdeki dört ayet ve
dört hadisten, Allah'a şükretmemiz, nankörlük etmememiz gerektiğini, şükrederek
Allah'ın bize olan nimetlerinin artıracağını, hamdetmemiz gerektiğini,
mü'minlerin her zaman ve her yerde tüm nimetler karşısında daima hamdetmek durumunda
olduklarını, bize doğruları bulmaya yönelten Allah'a daima şükretmemiz
gerektiğini, Allah'a hamdederek başlanmayan her işin sonu kesik ve bereketsiz
olacağını, Allah'tan gelen herşeye sabredip şükredene cennette nimetler
bağışlanacağını, yeme içme ve her işimizin sonunda Allah'a hamdetmenin Allah'ı
memnun edeceğini öğreneceğiz. [1]
"Öyleyse siz, bütün
zamanlarınızda beni anın, gündeminizden çıkarmayın, ben de sizi her an
bağışlamak ve sevap vermekle anayım. Verdiğim nimetlere karşı bana şükredin, nankörlük
etmeyin." (Bakara: 2/152)
"...Bana şükrederseniz
muhakkak ki; size kat kat fazla veririm..." (İbrahim: 14/7)
"De ki: Her türlü
eksiksiz övgüler Allah'adır..." (İsra: 17/111)
"....O, mü'minlerin o
cennetteki dua ve selamlaşmalarının sonu ise, eksiksiz tüm övgüler Alemlerin
rabbi olan Allah'a mahsustur" şeklindedir. (Yunus: 10/10)
1396. Ebû Hüreyre radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre, Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e İsrâ gecesinde, birinde şarap,
diğerinde süt bulunan iki bardak getirildi. Bardaklara şöyle bir baktıktan
sonra süt bardağını aldı.
Bunun üzerine Cebrâil:
“Seni, insanın yaratılış gayesine uygun olana yönlendiren Allah’a
hamdolsun. Şayet içki dolu bardağı alsaydın, ümmetin sapıklığa düşerdi”
dedi.[2]
* Kötülüklerin anası olan
şarap insanı sarhoş edip baştan çıkarır. Eğer o gece ikram edilenler arasında
tercih edilen içki türünden şarap olsaydı, ümmet içkiyi tabii görüp sapıtıp
azarlardı. [3]
1397. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’a hamdederek başlanmayan her önemli iş bereketsiz olur.”[4]
1398. Ebû Mûsâ el–Eş‘arî radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kulun çocuğu vefat ettiği zaman Allah Teâlâ meleklerine:
– “Kulumun çocuğunu elinden aldınız öyle mi?” diye sorar. Onlar da:
– Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ:
– “Kulumun gönül meyvesini mi kopardınız?” diye sorar. Melekler:
– Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ tekrar:
– “O zaman kulum ne dedi?” diye sorar. Melekler:
– Sana hamdetti ve “innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn: Biz Allah’tan
geldik, Allah’a döneceğiz” dedi, diye cevap verirler.
O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:
– “Kulum için cennette bir köşk yapın ve ona hamd köşkü adını verin.”[5]
1399. Enes İbni Mâlik radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden, bir şey
içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur.”[6]
* Rabbimizin çok büyük
lütuf ve ihsanının sınırsızlığına bir örnek olan hadisimiz; verilen herbir
nimete karşı şükredip hamdetmenin de başlıbaşına bir iyilik olup sevap
kazandıracağını ve Allah'ı razı edeceğini bize bildirmektedir. Bu sebeple bunca
nimetler karşısında gafil ve nankör olmayıp, şükredip hamdederek kolayca sevap
kazanmalıyız. Çünkü müslüman her an kârdadır ve sevap kazanacak yönleri çoktur.
Müslümanca yaşantı ve
hareketin başlangıcı besmeledir. Sonucu
ise elhamdülillah demektir. Bu ölçü hayatımızın her bölümünde ve anında
geçerlidir. Bir iş ki başında besmele çekemiyor isek ve o işin sonucunda da
Elhamdülillah diyemiyorsak o iş müslümanın yapacağı bir iş değildir. Başı
besmeleli sonu ise elhamdülillahla biten her iş ise müslümanca bir hareket ve
iştir. [7]
[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin
Tercümesi: 400.
[2]
Müslim, Îmân 272 , Eşribe 92. Ayrıca bk. Buhârî, Tefsîru sûre (17), 3, Eşribe
1, 12; Nesâî, Eşribe 41.
[3] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin
Tercümesi: 400.
[4] Ebû
Dâvûd, Edeb 18. Ayrıca bk. İbni Mâce, Nikâh 19.
[5] Tirmizî, Cenâiz 36.
922'de geçmişti.
[6] Müslim, Zikir 89. Ayrıca bk. Tirmizî, Et’ime 18.
Bu hadis önceden 140 ve 437'de geçmişti.
[7] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin
Tercümesi: 401.