ADAM (DÎN) KARDEŞİNİN BİR KADINA(EVLENMEK İÇİN) İSTEKLİ ÇIKMASI ÜZERİNE (O KADINA) TALİP OLMASIN BABI. 9

ADAM KARISINA BİR $EY VERMEDEN ONUNLA GERDEĞE GİREBİLİR, BABI  42

ADAM KARISINI ÜÇ TALÂKLA BOŞAR, KADIN DA BAŞKA ERKEKLE EVLENİR DE HENÜZ GERDEĞE GİRMEDEN (ÎKİNCÎ) KOCASI DA ONU BOŞAR. KADIN İLK KOCASINA DÖNEBİLİR Mİ? (HÜKMÜNÜN BEYÂNI) BABI. 26

ADAM. KARISI İÇİN  (BİR MEHÎR)   TÂYİNETMEDEN NİKÂHI KIYAR, SONRA MEHİR DURUMU BÖYLE İKEN ÖLÜR, BABI. 16

BABALARINDAN BAŞKA KİMSELERİN KIYDIKLARI KÜÇÜK YAŞTAKİ (BAKİRE VEYA DUL) KIZLARIN NİKÂH (İN HÜKMÜNÜN BEYANI) BABI. 13

BAKİRE KIZLARLA EVLENME (NİN FAZlLETÎ) BABI. 7

BAKİRE VE DUL KADINDAN (NİKÂH İÇİN) EMİR İSTEMEK BABI. 10

BİR CARİYEYİ AZAT EDİP SONRA ONUNLA EVLENEN ADAM (İN SEVABININ BEYÂNI)  BABI  32

'BİR VE İKİ DEFA SÜT EMMEK (NÎKÂHLAMAYI) HARAM ETMEZ* BABI. 28

ÇOCUĞUNUN KENDİSİNDEN OLDUĞUNDAŞÜPHE EDEN ADAM... 46

DİNDAR  KADINLA  EVLENMEtNİN   FAZİLETİ) BABI. 6

EFENDİSİNİN İZNİ OLMAKSIZIN KÖLENİN NİKÂH AKDİNİN KIYILMASI(HÜKMÜNÜN BEYÂNI) BABI  33

ERGİNLİK ÇAĞINA ERMİŞ BÂKÎRE VEYA DUL KIZI HOŞLANMADIĞI HALDE ONU EVLENDİRENBABA(NIN KIYDIRDIĞI NİKÂHA AİT) BÂB.. 11

ERGİNLİK ÇAĞINA VARMAMIŞ KIZLARININNİKÂHINI KIYAN BABALARIN AKDETTİKLERİ NİKÂH (İN HÜKMÜNÜN  BEYANI)   BABI. 12

ERKEĞİN KARISI ÜZERİNDEKİ HAKKI CNIN BEYÂNI)  BABI. 5

ERKEKLERİN KARILARINI DÖVMELERİ BABI. 39

EŞLERİN  CİNSEL İLİŞKİDE ÖRTÜNME (YERİÂYET ETMELERİNİN ÖNEMİ) BABI  23

EVLENDİRME İŞİNDE ARACI OLMAK BABI. 37

EVLİ İKEN TEKRAR EVLENEN ADAMIN SON ALDIĞI BAKİRE VE DUL KADININ YANINDA İKAMET (EDECEĞİ SÜRENİN BEYÂNI) BABI. 22

GAYRET (KISKANMA)  BABI. 43

HARAM, HELÂLİ HARAM ETMEZ, BABI. 49

İHRAMDA BULUNANIN EVLENMESİNİN CAİZ OLUP OLMADIĞININ BEYANI BABI  34

KADIN KENDİ GÜNÜNÜ  (KUMASI OLAN) ARKADAŞINA HİBE EDER, BABI  36

'KADIN NE HALASI ÜZERİNE NE DE TEYZESİ ÜZERİNE NİKAHLANIR' BABI  25

KADININ SAÇINI BAŞKA SAÇ İLÂVESİYLEÇOĞALTAN VE DÖVÜNLEYEN KADIN   40

KADININ, KOCASI ÜZERİNDEKİ HAKKI (NIN BEYÂNI) BABI. 4

KADINLARIN EN FAZİLETLİSİ (NÎN BEYÂNI)  BABI. 5

KADINLARLA İYİ GEÇİNMEK BABI. 37

KARISI, YATAĞINA GİRECEĞİ ZAMAN ADAMIN SÖYLİYECEĞİ (DUÂ) BABI  23

KOCASINA EZİYET EDEN KADIN HAKKINDA BİR BÂB.. 49

MAK'ADLARINDA KADINLARA VARMAKTAN NEHİY BABI. 24

NE ZAMAN GERDEĞE GİRMENİN MÜSTEHAB OLDUĞUNUN (BEYÂNI) BABI  41

NEFSİNİ  (KADINLIĞINI) PEYGAMBER(SAS) E HİBE EDEN (YÂNÎ MEHÎRSÎZ VEREN)   KADIN   45

NİKÂH AKDİNİN HUTBESİ(NtN BEYANI)   BABI. 16

NİKÂHIN FAZİLETİ HAKKINDAGELEN   (HADÎSLER)   BABI. 2

NİKÂH KIYIUBKEN KOŞULAN ŞART (İNYERİNE GETİRİLMESİ) BABI. 31

NİKÂH TEBRİKİ   (İÇİN SÖYLENMESİ MÜSTEHAB DUANIN BEYÂNI)   BABI  19

NİKÂHI ALTINDA DÖRTTEN FAZLAKADIN BULUNDUĞU HALDE MÜSLÜMAN OLAN ADAMIN (NİKÂH DURUMUNUN BEYANI) BABI. 31

NİKÂHI ALTINDA İKİ KIZ KARDEŞ VARKENMÜSLÜMAN OLAN ADAMIN (NİKÂH DURUMUNUNBEYÂNI) BABI. 31

SOY SEBEBİ İLE (NÎKÂHLANMASI)HARAM OLANLAR, SÜT SEBEBİ İLE DE HARAMDIR. BABI  27

VELÎME ZİYAFETİNE DAVET EDENE İCABET ETMEK.. 21

 

NİKÂHIN FAZİLETİ HAKKINDAGELEN   (HADÎSLER)   BABI

1845)    "... Alkarna bin Kays (Radıyallâhü anh)'den: Şöyle demiştir: Ben, Minâ'da Abdullah bin Mes'ud (Radıyallâhü anh)'m beraberinde idim. Osman (bin Affân)   (Radıyallâhü anh)   (bir ara) onunla özel görüştü. Ben de Abdullah'ın yakınında oturdum. Osman, Ona:
— Senin (gençlik döneminde) geçen (neşe ve kuvvetin)in bâzısını sana hatırlatacak genç bir kızla seni evlendirmeme arzun var mı? dedi. Abdullah, Osman'ın bu (soru) dan başka bir işi olmadığını görünce, (yanlarına varmam için) bana eliyle işaret etti. Ben de vardım. (O sıra) Abdullah (O'na) şöyle diyordu:
Eğer cen (evlenmeyi teşvik edici) bunu söyler isen şüphesiz Re-sûlullah  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  şöyle buyurdu:
«Ey gençler topluluğu, sizlerden kimin evlenme külfetine gücü yeterse evlensin! Çünkü evlenme, gözü (haramdan) son derece men edicidir. İffeti de o oranda koruyucudur. (Evlenme masrafına) gücü yetmeyen kinişe-de (nafile) oruç tutsun. Çünkü şüphesiz oruç, şehvet için kuvvetli bir kırıcıdır.-"


1846) "... Âîşe (Radtyallâhü anfıâ)'dan rivayet edildiğine göre Rcsûlullah (Sallattakü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Evlenmek benim sünnetim (girdiğim yolum) dur. Kim benim bu yolum ile amel etmez (bundan yüz çevirir) ise, benden değildir. Ve evleniniz. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı çokluğunuzla iftihar ediciyim. Kimin evlenme harçlığı var ise evlensin. Kim (bu masrafı) bulamazsa (nafile) oruç tutmalıdır. Çünkü şüphesiz oruç, sahibi için şehvet kırıcıdır.»"

I847)       ...   (Abdullah) hin Ahhâ> (Radtyullâhü anhumâ)dan rivayet edil Hinine göre; Resûlullalı (Sollalhıhu Aleyhi vr Srflrm) şöyle huyıırHu. demiştir :
«Sevişenler için nikâh kadar sevgiyi artırıcı hiç bir şey görme dik veya görülmedi.""

1848)    "... Sa'd (bin Ebi Vakks) (Radtyaltâkü anh)'<\en; Şöyle demiştir :
(And olsun ki) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Osman bin Maz'ûn (Radıyallâhü anh)'in tebettül (= evlenmekten imtina etmesi )ni menetti. Eğer ona izin verseydi (biz daha ileri giderek) ha-dımlaşırdık."

1849)    "... Senıûre (hin ('ündün) (Rmîtyallâhü anh)\\c\\: Şöyle demiştir : Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seilem) tebettül (evlenmemek)-den nehiy buyurdu.
Bâvi Zeyd bin Ahzam şunu da ilâve etti: Ve râvi Katâde:
-üJj   ııazm i celili okudu."


KADININ, KOCASI ÜZERİNDEKİ HAKKI (NIN BEYÂNI) BABI

1850)     "... Hâkimin  babası  Muâviye   {bin   Hayde)   (Radıyaltâkü  anhü-«O'dan; Şöyle demiştir:
Bir adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e: Kadının, kocası üzerindeki hakkı nedir? diye sordu. Efendimiz ı
-Kocasının yemek yediği zaman ona (da) yedirmesi ve elbise edindiği zaman onu (da) giydirmesidir. Sakın (karısının) yüzünü dövmesin, (onu) takbih etmesin ve ev içi (= ayni yatakta yatmak) müstesna (onu) terketmesin.»"

I851)      ... Süleyman  bin Amr bin el-Ahvas (2)   (RadtyaUâhü anhümâ)'-Han rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Babam Amr bana anlattığına göre kendisi Veda haccında Re sûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SelJem) ile beraber bulunmuş ve Re-sûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (meşhur Veda hutbesinde) Allah'a hamd ve sena ettikten sonra vaaz ve nasihat ederek (ez cümle) şöyle buyurmuştur:
«(Ey Ashabım!) Kadınlarınıza karşı iyi olmanızı tavsiye ederim. (Bu tavsiyeme riâyet ediniz). Çünkü onlar sizin yanınızda (sizlere bağlılık bakımından) esirler (gibi)dir. Şu (malum cinsel ilişkilerden başka onların hiç bir şeyine mâlik değilsiniz. Ancak apaçık çirkin ve haddi aşan hatâları olduğu zaman (onlar hakkında şu şeylere sahipsiniz:) Eğer (böyle çirkin ve haddi aşan hareketler) işlerler ise onların yataklarını terkediniz ve eziyet verici olmayan şekilde onları dövünüz. Eğer bundan sonra size itaat ederlerse onları takbih ve eziyet verme yoluna tevessül etmeyiniz. (Geçmiş kusurları bağışlayın) Şüphesiz karılarınızdan (istediğiniz birtakım) hakkınız vardır. Karılarınız için de üzerinizde (birtakım) hak dar) vardır. Karılarınız üzerindeki hakkınıza gelince, karılarınız sizin hoşlanmadığınız hiç bir kimseyi evlerinize alıp onlarla konuşmasınlar ve hoşlanmadığınız hiç bir kimsenin evlerinize girmesine izin vermesinler. Bilmiş olunuz ki: Karılarınızın üzerindeki hakkı ise onları giydirmek ve yedirmek hususunda onlara İyi davran man izdir.»"


ERKEĞİN KARISI ÜZERİNDEKİ HAKKI CNIN BEYÂNI)  BABI

1852) Âişe (Radtyaîlâhü anhâyâan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle demiştir:
«Eğer ben her hangi bir kimseye, her hangi bir kimsenin secde etmesini emretmiş olsaydım kadına, kocasına secde etmesini emre-decektim. Ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımasını emretsey-dim kadınm görevi ve uygun olan hareketi bu işi yapmak idi.»"

1853)    :;... Abdullah bin Ebî Evfâ (Radtyaltâkü ankümâ)'âan; Söyle demiştir :                                                                                               
Muâz (bin Cebel) (Radıyallâhü anh) (Şam'dan Medîne-i Münev-vere'ye) geldiği zaman Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e secde etti. Efendimiz (onun bu hareketini red etmek üzere) :
"Bu ne Yâ Muâz?" buyurdu. Muâz:
Ben Şam'a vardım, onların, reislerine ve emirlerine secde ettiklerine rastladım. Bu (secde) işini zâtınıza yapmamızı içimden arzuladım, diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
-Sakın (böyle bir şey) yapmayın. Çünkü eğer ben Allah'tan başkasına secde etmeyi her hangi bir kimseye emir etmeyi caiz gorsey-dim, karının kendi kocasına secde etmesini emrederdim. Muham-med'in nefsi (kudret) elinde olan (Allah) 'a yemin ederim ki kadın, kocasının hakkını Ödeyinceye kadar, Rabbınm hakkını ödemiş olmaz ve eğer kadın deve (sırtındaki) semer üzerinde (binmiş) iken kocası kendisini (cinsi münâsebet için) istemiş olsa kadın kocasına mani olamaz.*"

1854)    "... Ümmü Seleme (Radıyallâhü anhâ)'dzn; Şöyle demiştir: Ben, Resûlullah  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim:
«Kocası kendisinden râzi olduğu halde hangi (mü'mine) kadın ölürse Cennet'e girer.»"


KADINLARIN EN FAZİLETLİSİ (NÎN BEYÂNI)  BABI


1855) "... Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (Radıyallâhü anhümâ)'daa rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallatlçhü Aleyhi ve SeVem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Şüphesiz dünya, ancak geçici bir yararlanma (yeri)dır. Saliha kadından daha faziletli (üstün) hiç bir dünya metai (= yararlı şey) yoktur."

1856)    "... (Peygamber'İn Mevlâsi) Sevbân (Radtyallâhü anh)'âen; Şöyle demiştir:
Gümüş ve altın (biriktirme) hakkında inen (Çetin tehdite ait ilâhî (emir — 6 —) inince, sahâbiler (Radıyallâhü anhüm), (bir yolculuk esnasında kendi aralarında konuşup) :
Şu halde biz malın hangi çeşidini edinebiliriz? dediler. Ömer (Radıyallâhü anh) : Bunu ben (sorup) size haber veririm, dedi ve binek devesini hemen koşturdu. Ben de onu takip ettiğim halde (ilerde giden) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e yetişti ve:
Yâ Resûlallah! Malın hangisini edinebiliriz? diye sordu. Bunun üzerine Efendimiz:
«(Mal edinmek isteyen her hangi) biriniz, şükür edici bir kalb, zikir edici bir dil ve âhiretle ilgili işte ona yardım eden imanlı bir karı edinsin» buyurdu."

1857) "... Ebû Üsâme (Radıyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre kendisi Peygamber (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyordu, demiştir :
«Mümin, Allah'tan korkmak (meziyetin) dan sonra sâliha bir kandan daha hayırlı hiç bir yararlı şey elde etmiş olamaz. (Çünkü) kendisi, ona (neyi) emrederse, emrine itaat eder. Ona bakarsa, o kendisini ferahlandırır. Karısı (nın bir şey yapması veya yapmaması) üzerine yemin ederse, karısı (ona uymakla) kendisinin yeminini yerine getirir. Karısının yanında olmazsa, kansı kendi namusu ve onun malı (m korumak) hususunda dürüst ve samimî davranır.-11


DİNDAR  KADINLA  EVLENMEtNİN   FAZİLETİ) BABI

1858) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'6en rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Kadınlar (ile şu) dört (hasletleri) için evlenilir: Malı için, soyu için, güzelliği için ve dindarlığı için. (Ey Mü'min sen bunlardan) dindar olanı ele geçirmeye bak. (Eğer dediğim gibi yapmazsan) fakirliğe düşersin,-"

1859) "... Abdullah bin Amr (bin el-As) (Radtyallâhü anhümâydan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Kadınları (sırf) güzellikleri için nikahlamayınız. Çünkü onların güzelliğinin (böbürlenmek ve kibirlenmek yüzünden) onları tehlikeye atmaları umulur. (Sırf) malları için de onları nikahlamayınız. Çünkü malların onları azdırması (ve günahlar ile serlere sokması) umulur. Lâkin dindarlıkları için onları nikahlayınız. Şüphesiz, burnunun bir kısmı kesik, kulağı delik ve teni siyah dindar bir câriye (dindar olmayan hür kadından nikahlamak bakımından) efdal-dır.-"


BAKİRE KIZLARLA EVLENME (NİN FAZlLETÎ) BABI

1860)    "... Câbir bin Abdillah (Radıyallâhü anftümâydan; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seli em) hayatta iken bir kadınla evlendim. Sonra Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e rastladım. Buyurdular ki:
—  «Evlendin mi Yâ Câbir?» Ben:
Evet. (Evlendim)  diye cevap verdim. Buyurdu ki: —«Bakire (kız)  mı, yoksa dul mu?  (aldın.)» Ben:
—  Dul (aldım), diye cevap verdim. Buyurdu ki:
—  «Niçin birbirinizle oynaşacağınız bir kızla evlenmedin?» Ben ı
—  (Bakımları bana ait olan) kız kardeşlerim vardı. Benimle kız kardeşlerim arasına,  (bir genç) kızın girmesinden korktum, dedim. Buyurdu ki:
—  «Gayen bu olunca, dul alman daha iyidir.»"

1861) "... Abdurrahman bin Salim bin fkbe bin Üveym bin Sâide el-En-sârî, babasından, O da dedesi (Üveym bin Sâide) (Radıyallâhü anhüm)'âen rivayet ettiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Bakire (kız)larla evlenmeye bakınız. Çünkü (dul kadınlara nazaran) onların ağızlan daha tatlı, rahimleri daha çok çocuk atıcı ve kendileri aza daha razidirler.»"

1862)    "... Enes bin Mâlik (Radıyallâhü ank)'Ğen; Şöyle demiştir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den işittim, buyurdu ki :
«Pak ve temizletilmiş olarak Allah'a kavuşmak İsteyen kimse, hür kadınlarla evlensin.»"

1863)    '... Ebû Hiireyre (Radtyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellern) şöyle buyurdu, demiştir :
«(Çok çocuk doğurucu kadınla) evleniniz. Çünkü ben (kıyamet günü) sîzin çokluğunuzla iftihar ediciyim.»"

1864) "... Muhammed bin Mesleme (bin Seleme) (Radıyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre kendisi :
Ben bir kadınla evlenmek istedim. Artık ona gizlice bakmak için çalışmaya başladım. Nihayet kendisine âit bir hurma ağaçları içinde ona baktım, demiş, sonra kendisine:
—  Sen, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in sahâbîsi olduğun halde bunu yapar mısın, denilmiş. Kendisi de:
—  Ben Resûlullah  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyururken işittim, diye cevap vermiştir:
«Allah Teâlâ bir kadınla evlenme isteğini bir adamın kalbine attığı zaman, artık adamın o kadına bakmasında hiç bir beis yoktur.»"

1865) "... Enes bin Mâlik (Radtyaüâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre; el-Muğîre (10) bin Şu'be (Radtyaüâhü anh) bir kadınla evlenmek istedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona :
«Git o kadına bak. Çünkü, bakman (evlendiğinizde) aranızda ülfet ve sevginin devam etmesi için daha uygundur.» buyurdu. El-Muğîre de (buyurulam) yaptıktan sonra o kadınla evlendi. Büâhere, el-Muğîre eşi ile kendisi arasındaki ittifak ve anlaşmadan (tarifi güç memnuniyetini) anlattı."

1866)    "... El-Muğîre bin Şu'be (Radıyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir: (10)   H&l tercemesi 41. badis bölümünde geçmiştir.
Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına vararak, nikahlamak istediğim bir kadını O'na anlattım. Buyurdu ki:
«Git o kadına bak. Çünkü bakman, (evlendiğinizde) aranızda ülfet ve sevginin devam etmesi için daha uygundur.» Bunun üzerine ben Ensâr (Radıyallâhü anh um â) 'dan olan bir kadına gidip onu babası ile anasından istedim. Ve Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in (kızı gönnekliğimle ilgili) buyruğunu onlara haber verdim. Bana öyle geliyor ki kızın babası ve anası kızı görmek teklifinden hoşlanmadılar. El-Muğîre (Radıyallâhü anh) demiştir ki: Kız Örtüsü içinde olduğu halde (yapılan) konuşmayı işitti ve bana hitaben:
"Eğer Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) senin (bana) bakmanı emir etmiş ise, (bana) bak. Aksi takdirde, Allah'a yemin ederek senin bana bakmamanı isterim, dedi. Bana öyle geliyor ki kız benim ona bakmamı izam etti. El-Muğîre (Radıyallâhü anh) : Sonra ben ona baktım ve onunla evlendim, demiştir. Râvi demiş ki: (El-Muğîre bu kızla evlendikten) sonra aralarındaki ittifak ve anlaşmadan (tarifi güç memnuniyetini)  anlattı/1
 

 

ADAM (DÎN) KARDEŞİNİN BİR KADINA(EVLENMEK İÇİN) İSTEKLİ ÇIKMASI ÜZERİNE (O KADINA) TALİP OLMASIN BABI

1867)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü an h)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Adam, (din) kardeşinin bir kadına (evlenmek için) istekli çıkması üzerine (o kadına) talip olmasın.»"

1868) "... Abdullah bin Ömer (Radtyallâhü anhümâyâan rivayet edildiğine göre Resûlullah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) jöyle buyurdu, demiştir:
«Adam, din kardeşinin bir kadına (evlenmek için) istekli çıkması üzerine (o kadına) tâüp olmasın.»*'

1869) "... Fâtima bint-i Kays (el-Kureşiyye) (Radtyallâhü an*â)*dan; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) bana * «Senin (boşanmadan dolayı devam eden) iddetinden çıktığın zaman (iddetihin bittiğini) bana haber ver.» buyurdu. (îddeti bittikten) sonra Fâtıma O'na haber verdi. Sonra Muâviye (bin Ebi Suf-yânî, Ebü'1-Cehm bin Suhayr ve Üsâme bin Zeyd (Radıyallâhu an-hüm) Fâtıma'yı nikahlamak için istekli çıktılar. Resûlullah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem), (anılan istekliler hakkında Fâtıma'ya) :
«Muâviye'ye gelince (o), hiç malı olmayan fakir bir adamdır. Ebü'l-Cehme gelince (O,) da kadınları çok dövücü bir adamdır. Ve lakin Üsâme (ile evlenmen iyidir)» buyurdu. Bunun üzerine Fâtıma:
' (Üsâme'yi beğenmediğini belirtmek üzere) eliyle şöyle işaret ederek : Üsâme, Üsâme' dedi. (Fâtıma'nın Üsâme ile evlenmeye taraftar olmaması üzerine) Besûlullah (Sallallah üAleyhi ve Sellem), Fâtı-ma'ya!
«Allah'a itaat ve Resulüne itaat senin için hayırdır.» buyurdu. Fâtıma, demiştir ki -. Bunun üzerine ben Üsâme ile evlendim de onunla mutlu oldum. (Veya durumuma kadınlarca gıbta edildi.)"


BAKİRE VE DUL KADINDAN (NİKÂH İÇİN) EMİR İSTEMEK BABI

1870) "'... Abdullah bin Abbâs (Radtyaltâhü anhümâ)'da.n rivayet edildiğine göre Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Dul kadın, nefsinin evlenmesi hususunda velîsinden daha çok hak sahibidir. Bakire de nefsi (nin evlenmesi) hakkında emri (= izni) istenir.»
Denildi ki:
'Yâ Resûlallahl Şüphesiz, bakire, konuşmaktan haya eder.
Efendimiz buyurdu ki:
«Bakirenin izni onun susmasıdır.»"

1871)    "... Ebû Hüreyre  (Radıyallâhü anh)'den  rivayet  edildiğine  göre Peygamber (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Dul kadın, kendisinin açık emri alınmadıkça nikâh olunmaz. Bakire de izni alınmadıkça nikâh olunmaz ve onun izni, susmasıdır.»"

1872) "... Adiy (bin Amîre) el-Kindî (Radıyallâhü anhyâtn rivayet edildiğine göre Resûlullah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Dul kadın, nefsinin arzusunu açıkça söyler. Bakire de rızâsı onun susmasıdır.»"


ERGİNLİK ÇAĞINA ERMİŞ BÂKÎRE VEYA DUL KIZI HOŞLANMADIĞI HALDE ONU EVLENDİRENBABA(NIN KIYDIRDIĞI NİKÂHA AİT) BÂB

1873) "'... Ensâr'dan olan Abdurrahmân bin Yezîd ile Mücemmî' bin Ye-zîd (Radtyallâhü anhütnâ)  (isimli iki kardeş)'den rivayet edildiğine göre:
Onlardan Hizam (Radıyallâhü anh) isimli bir adam (Hansa adındaki) kızının nikâhını yapmış, sonra kız babasının yaptığı nikâh işinden hoşlan mı yarak Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına varıp (durumu) O'na anlatmıştır. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kızın babasının yaptığı nikâh işini iptal buyurmuş, kız da bundan sonra Ebû Lübâbe bin Abdi'l Münzir (Radıyallâhü anh) ile evlenmiştir.
Râvi Yahya o kızın dul olduğunu anlatmıştır."

1874) "... İbn-i Büreyde (Abdullah)ın babası Büreyde (11) (bin el-Hu-sayb)   (Radtyalİâkü anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Gene bir kız Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek:
Babam hakirliğini benimle giderip yükselmek için beni erkek kardeşinin oğlu ile evlendirdi, diye şikâyette bulundu. (Büreyde) demiştir ki: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (yapılan nikâhın kabul veya redd) işini kıza verdi. Bunun üzerine kız:
Ben babamın yaptığı işi kabul ettim. Velâkin babaların böyle yapmaya hakları olmadığının kadınlarca bilinmesini istedim, dedi."

1875
İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâydan; Şöyle demiştir:
Bakire genç bir kız Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek, kendisi hoşlanmadığı halde babasının onun nikâhını kıydığını Efendimize anlattı. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onu (yapılan nikâhın kabul veya reddi için) muhayyer kıldı.


ERGİNLİK ÇAĞINA VARMAMIŞ KIZLARININNİKÂHINI KIYAN BABALARIN AKDETTİKLERİ NİKÂH (İN HÜKMÜNÜN  BEYANI)   BABI

1876)    "... Âişe (Radıyallâhü ankâ)'â<ın; Şöyle demiştir:
Ben altı yaşımda bir kız iken Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) beni nikâh eyledi. (Üç sene sonra) biz Medine'ye hicret ettik. El-Hâris bin el-Hazreç oğullarının konağına indik. Sonra ben sıtmaya tutuldum. Bu nedenle saçım döküldü. (Bu hastalığı allattıktan sonra) saçım gürleşti. Öyle ki uzayıp omuzlarıma döküldü. (Bir gün) Ben kız arkadaşlarımla beraber salıncakta oynarken annem Ümmü Rûmân benim yanıma gelip beni çağırdı. Bunun üzerine ben annemin yanma geldim. Annemin ne etmek istediğini bilmiyordum. Annem elimi tuttu. (Hızlıca eve doğru yürüdük) Nihayet evimizin kapısı Önünde beni durdurdu. Ben yorgunluktan sık sık soluyordum. Soluğum yatışmcaya kadar orada durdurdu, sonra annem biraz su alarak onunla yüzümü ve başımı sıvazlayıp bunun akabinde benieve koydu. Evin bir odasında bulunan Ensâr'dan bir kadın grubu ile aniden karşılaştım. Bunlar (bana) ;
Hayır ve bereket üzerine ve nasibin en hayırlısına (kavuştun veya kavuşasın) dediler. Annem beni bunlara teslim etti. Bunlar da benim (başımı yıkadılar ve) kılık kıyafetimi düzleyip süslediler. (O âna kadar hatırıma bir şey gelmediği için) beni hiç bir şey sıkmadı. Ancak Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) "i kuşluk-zamanı habersiz görünce sıkıldım. Biraz sonra kadınlar beni O'na teslim ettiler. O gün ben dokuz yaşında bir kız idim."

1877)    "... Abdullah (bin Mesuıi) (Radtyailâhü anh)Vlen: Şöyle demiştir:
Âişe (Radiyallâhü anhâ) yedi yaşında bir kız iken Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onu nikahlamıştır. Ve Aişe dokuz yaşında iken Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onunla zifafa girmiştir. Ve Âişe (Radiyallâhü anhâ) 18 yaşında iken Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat etmiştir."

 

BABALARINDAN BAŞKA KİMSELERİN KIYDIKLARI
KÜÇÜK YAŞTAKİ (BAKİRE VEYA DUL) KIZLARIN NİKÂH (İN HÜKMÜNÜN BEYANI) BABI


1878) "... (Abdullah) bin Ömer (Radıyallâhü anhümâ)'&dn rivayet edildiğine göre:
Osman bin Maz'un (13) (Radıyallâhü anh) vefat ettiği zaman, (geride yetim) bir kızını bıraktı. İbn-i Ömer:
Kızın amcası olan dayım Kudame (bin Maz'un) (Radıyallâhü anh) ona danışmadan nikâhını bana yaptı. Bu (nikâh) İşi kızın babasının ölümünden sonra oldu. Kız, amcasının yaptığı nikâh işinden hoşlanmadı ve el-Muğîre bin Şu'be (Radıyallâhü anh) ile evlendirmesini arzuladı. (Kız bulûğ çağına vardıktan) sonra amcası onu el-Muğire (Radıyallâhü anh) ile evlendirdi."

1879)    '... A içe   (Radtyaüâhü  anhâ )"f\an  rivayet  edildiğine  göre:   Resii-hıllah (Sulltillahii Alryhi ve Selimi) şöyle Inıyurdu. demiştir:
«Herhangi bir kadın ki velîsi onun nikâhının kıyılmamasına izin vermemiş ise onun nikâhı bâtıldır, onun nikâhı bâtıldır, onun nikâhı bâtıldır. (Veliden izinsiz kıyılan nikâhtan) sonra eğer kocası onunla cinsel temasta bulunursa, bu teması sebebi ile ona mehritnin ödenmesi lüzumu) vardır. Eğer velîler, (kadının nikâhını engelleyecek derecede evlendirme işinde) ihtilâfa düşerlerse artık sultan, hiç bir velîsi olmayanın velîsidir.-"

1880)    "... Aişe ve İbn-i Abbâs (RadtyaUâhü ankümâyâan rivayet edildiğine göre; Resûllullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Veli(den izinhsiz hiç bir nikâh olamaz.»
Aişe (Radıyallâhü anhâ)'nın merfu hadîsinde şu ilâve vardır. «Sultan, hiç bir velîsi olmayanın velîsidir.»"

1881)    (;... Ebû Musa (el-Eş'ârî)  (Radtyallâhü anh)'(\en rivayet edildiğine göre; Resûlullah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Velîtden izin)siz hiç bir nikâh olamaz.-"



1882)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Kadın kadının nikâhını kıyamaz. Kadın kendi nefsinin nikâhını da kıyamaz. Çünkü şüphesiz, zâniye kadın, kendi nefsinin nikâhını kıyan kadındır.»"

1883) "... (Abdullah) bin Ömer (Radtyallâkü ankümâydatı; Şöyle demiştir :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), şiğar (yolu ile nikâhı) yasaklamıştır. Şiğar, bir adamın bir adama şöyle demesidir t
Kızımı veya kız kardeşimi seninle evlendirmem üzere, sen kızını veya kız kardeşini benimle evlendir. Aralarında mehir de yoktur."

1884)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anA/den; Şöyle demiştir:
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), şiğâr (şekli ile nikâh yapmay)i yasaklamıştır.1'

1885)    "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«İslâm'da şigâr (şekli ile nikâh yapmak) yoktur.»"

1886)    "... Ebû Seleme (20) (bin Abdirrahman bin Avf) (RadtyaÜâhü an-Awmâ)'dan; Şöyle demiştir:
Ben, Âişe (Radıyallâhü anhâVye:
—  Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in eşlerinin mehiri ne kadar idi? diye sordum. Âişe:
—  O'nun eşleri hakkındaki mehiri 12 okiyye ve bir neşş idi. Neş-şin ne olduğunu biliyor musun? O, yarım okiyyedir. O (on iki buçuk okiyye) de beşyüz dirhem (gümüşî tür, diye cevap verdi."

1887) "... Ebü'1-Acfâ es-Sülemî (Radıyallâhü ank)'âen rivayet edildiğine göre, Ömer bin el-Hattâb (Radıyallâhü anh) şöyle söyledi, demiştir:
(Ey Mü'minler!) Kadınların mehiri (ni çoğaltmak) hususunda aşırı gitmeyiniz. Çünkü bunda aşırı gitmek, eğer dünya (hayatın) da Övülecek bir şey veya Allah katında bir takva olmuş olsaydı, buna en çok hakkı ve en liyakatli olanınız Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) olacaktı. (Halbuki) O, (muhterem) hanımlarından hiç bir kadının m eh irini on iki okiyyeden fazla yapmamış ve O'nun kızlarından hiç bir kadının mehri on iki okiyyeden fazla yapılmamıştır.
Şüphesiz adam, karısının mehirini gerçekten o kadar ağır görür ki nihayet karısına (karşı) içinde bir düşmanlık olur ve (karısına) : Senin (ile evlenmek) için alaku'l-Kırba (= kırba ipi) veya araku'l-Kırba (= kırba teri) ne varıncaya kadar her şeyin külfetine girdim, der.

1888)     •... Abdullah bin Amir bin Rebîa'nın bahası (Amir bin Rebîa) (23) (Radtyal/âhü attftümâ)'(\an rivayet edildiğine göre :
Benî Fezâre (kabilesin)den bir erkek (mehir olarak) bir çift ayakkabı üzerinde nikâhını kıydı. Sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun (kıyılan) nikâhını caiz (muteber) saydı."

1889)    "... Sehl bin Sa'd (Radtyallâkü anh)'den; Şöyle demiştir: Bir kadın (evlenmek teklifi ile) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seli em) 'e geldi. Efendimiz:
—  «Kim bu kadınla evlenmek ister?» diye sordu. Biraz sonra bir adam:
—  Ben, dedi. Bunun üzerinde Peygamber {Sallallahü Aleyhi ve Sellem) adama: Demirden bir yüzük bile olsa kadına (mehir olarak bir şey) ver buyurdu. Sonra adam Efendimize demirden bir yüzüğüm (bile) yoktur, (hiç bir şey bulamadım) Dedi. Efendimiz adama:
—  «Kur'an'dan ezberindeki     (süreleri kadına öğretmen şartı) üzerine seni onunla tevziç ettim. (Evlendirdim.)» buyurdu."

1890)    "... Ebû Saîd-i Hudrî (Radtyallâhü anhy&en; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Aişe (Radıyallâhü an-hâ) 'yi (mehir olarak) 50 dirhem (gümüş) kıymetindeki ev eşyası üzerine nikahladı."

 


ADAM. KARISI İÇİN  (BİR MEHÎR)   TÂYİNETMEDEN NİKÂHI KIYAR, SONRA MEHİR DURUMU BÖYLE İKEN ÖLÜR, BABI

1891) "... Abdullah (bin Mes'ud) (RadtyaUâhü anh)'den rivayet edildiğine göre, kendisine :
Bir adam bir kadınla evlenmiş, sonra adam duhul (= kadınla cinsel münâsebet) de bulunmamışken, (nikâh akdinde bir) mehir de tâyin etmemişken ölmüş, meselesi sorulmuştur.
Râvi demiştir ki Abdullah (Radıyallâhü anh) :
Kadına, mehir (i misil hakkı) var, kadına (kocasından) miras (hakkı) vardır. Ve kadın üzerinde iddet vardır, demiştir. (Abdullah'ın bu fetvasından) hemen sonra Ma'kıl bin Sinan el-Eşcaî (Radıyallâhü anh) :
Birvâ' bint-i Vâşık (Radıyallâhü anhâ) hakkında Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in aynen böyle hüküm buyurduğuna şâhid oldum, demiştir.


NİKÂH AKDİNİN HUTBESİ(NtN BEYANI)   BABI

1892 "... Abdullah bin Mes'ud (Radıyaîlâkü anA/den; (Ya) şöyle demiştir :
Her hayrı içine alan veciz sözler ve her hayrın sonuçları (na âit en edebî konuşmalar) veya böyle demiştir: Her hayrın başlangıçları (na dâir en edebi) sözler, (Allah tarafından) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e verildi. O da bize namaz (in sonunda okunan) teşehhüdü ve (nikâh akdi ile benzeri) hacettin başlangıç) hutbesini öğretti. Namaz teşehhüdü şudur:
(Nikâh akdi ve benzeri) hacettin başlangıç) hutbesi de şudur.-
Sonra  (bu)  hutbene, Allah'ın kitabından şu üç âyeti sonlarına kadar eklersin:

1893)    "...  (Abdullah) bin Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (hutbenin başında:) buyurdu/'         

1894) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü ankyden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
-(Allah'a) Hamd (etmek) ile başlanılmayan her önemli şey (bereketi) kesilmiş (veya noksan bir şey)dir.»"

1895) "... Âişe (RadtyaUâhü anhâ y dan rivayet edildiğine göre Peygamber (SallaUahü Aleyhi ve SeÜem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Bu evlenme işini (halka) duyurun ve bunun için def çalınız.»*'

1896)    "... Muhammed bin Hâtib (RadtyaUâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (SallaUahü Aleyhi ve Seltetn) şöyle buyurdu, demiştir:
«Helâl  (birleşme)  ve haram  (birleşme)  arasındaki fark, evlenmekte def çalmak ve duyurmaktır.»"


1897)    "... Hâlid el-Medenî isimli Ebü'I-Hüseyn (Radtyallâhü anhyûen; Şöyle demiştir :
Biz bir aşure günü Medine (-i Münevvere)'de idik. Cariyeler, def çalıp nağme ile söz söylüyorlardı. (Bu durumu yadırgadığımız için) Biz er-Rubeyyi' bint-i Muavviz (Radıyallâhü anhümâ) 'nın yanına girdik de cariyelerin durumunu ona anlattık. Kendisi bize şöyle dedi: Ben, gelin olduğumun kuşluk vaktinde Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) evlenme törenime gelerek odama girdi. O sırada iki kızcağız def çalgısı eşliğinde nağme ile söz söylüyor ve Bedir savaşında şehid edilen babalarımın menkıbelerini anıyorlardı. Bu kızcağızlar söyledikleri sözler arasında: İçimizde yarın ne olacağını bilen bir Peygamber de vardır, diyorlardı. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)   (oradaküere) :
«Bu söze gelince bunu söylemeyiniz. Yarın ne olacağını Allah'tan başka kimse bilmez.» buyurdu."

1898) "... Âişe (Riuhyallâhiİ aıthâ)'thın ; ŞüyU* demiştir : Bir defa ensâr kızlarından iki kızcağız (def"çalgısı eşliğinde) Buâs savaşında ensâr'ın yekdiğeri hakkında söyledikleri şiirleri nağme ile ve yüksek sesle benîm yanımda okurlarken (Babam) Ebû Bekir (Radıyallâhü anh) odama girdi. Âişe (Radıyallâhü anhâ) demiştir ki: ve bu iki kız şarkıcı değillerdi. Ebû Bekir (Radıyallâhü anh) :
(Bu ne hâl?) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in odasında şeytan mezmûru mu? diyerek beni azarladı. Bu iş fıtır bayramı gününde idi. (Odamdaki yatağına uzanıp mübarek yüzünü çevirmiş vazıyette bulunan) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), bunun üzerine (Ebû Bekir)   (Radıyallâhü anh)'a dönerek) :
*Yâ Ebâ Bekir! (Onlara ilişme.) Şüphesiz her kavmin bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır.- buyurdu."

1899)    "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'6en; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selle m) bîr defa Medine (i Münevvere) 'nin bâzı yerlerinden geçti de aniden bir kaç kızcağızla karşılaştı. Kızlar def çalıyor, nağme ile şiirler okuyor ve ■.
Biz Neccâr oğullarının kızlarıyız. Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ne iyi komşudur, diyorlardı. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), o kızcağızlara:
«Allah biliyor ki cidden ben de sizleri seviyorum.» buyurdu."

1900) "... Abdullah bin Abbâs (Radtyallâkü anhümâ)'(\an; Şöyle demiştir :
Âişe (Radıyallâhü anhâ), yakını olan bir kızı Ensâr'dan bir adam ile evlendirdi. (Gelin götürüldükten sonra) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) geldi ve (orada bulunanlara) :
—  «Genç kızı (damadın evine) gönderdiniz (mi?)» buyurdu. Sa-hâbîler:
—  Evet, dediler. Efendimiz:
—  «Def çalıp nağme ile şiir söyleyecek bir kızcağızı gelinle beraber gönderdiniz (mi?)» buyurdu. Âişe (Radıyallâhü anhâ) :
—  Hayır, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) :
—  «Şüphesiz Ensâr, içlerinde gazel (âdeti) bulunan bir kavimdir. Keski onlara: *jfÇ>j üÇiû     (*^l~?l jj'ül'l  - *Size geldik, size geldik. Artık Allah bize de, size de uzun ömür versin, diyecek bir kızcağızı gelinle beraber göndereydiniz.» buyurdu."

1901)    "... Mücâhid (29) (Radıyallâhü ank)'âen; Şöyle demiştir:
(29)   Mücâhid bin Cebr Mevle's-Sâib bin Ebl's-Sâib Ebü'l-Haccâc el-Mekld, Kıraat ve Tefsir ilimlerinde önder bir tâbirdir. îbn-i Abbâs, Ümmü Seleme, Ebû
(Devamı 327.Cİ Sabitede)Ben, (Abdullah) bin Ömer (Radıyallâhü anhümâ)'nın beraberinde idim. Bir davul sesini işitti. Bunun üzerine iki parmağı (nm uçları) nı kulaklarına soktuktan sonra oradan uzaklaştı. Hattâ bunu üç defa yaptı. Sonra dedi ki: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seli em) böyle yapmıştır."

1902)    "... Peygamber'in eşlerinden Ümmü Seleme (Radtyallâhü rivayet edildiğine göre:
(Tâif in muhasarası esnasında) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun yanına girmiş. O sırada (Ümmü Seleme'nin kardeşi Abdullah bin Ebî Ümeyye (Radıyallâhü anh) ve kölesi Muhannes orada idiler.) Muhannesin Abdullah bin Ebî Ümeyye (Radıyallâhü anh)'a şöyle söylediğini efendimiz işitti = Eğer Allah yarın Tâif in fethini müyesser eylerse ben sana öyle bir (genç) kadın göstereceğim (yâni senin için yakalıyacağım) ki (semizlikten karnı) dört büklüm karşılar, sekiz büklümle de arkaya döner.
Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«(Ey Mü'minler!) bu herifi evlerinizden çıkartınız.» buyurdu."

1903)    Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anhyâen: Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kendini (kasden) erkeklere benzeten kadına ve kendini (kasden) kadınlara benzeten erkeğe lanet etmiştir."

1904) '... (Abdullah) bin Abbâs (Radtyallâhü ankümâ)'dan; Şöyle demiştir :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) erkeklerden kendilerini (kasden) kadınlara benzeten erkeklere ve kadınlardan kendilerini (kasden) erkeklere benzeten kadınlara lanet etmiştir."

 



NİKÂH TEBRİKİ   (İÇİN SÖYLENMESİ MÜSTEHAB DUANIN BEYÂNI)   BABI

1905)    "...  Ebû Hüreyre (Radtyallâhii anh)'den: Şöyle demiştir : Peygamber (Sallallahü  Aleyhi  ve Sellem),   (evlenenleri)   tebrik
etmek (veya onların uyum ve düzenleri) için dua ettiği zaman şöyle
derdi:
•Allah sizler için bereket versin, O'nun bereketi üzerinizde olsun
ve O ikinizi hayır içerisinde bir araya getirsin.»"

1906)     ... Akıl bin Ebî Tâlib (Radıyallâhü ankyâen rivayet edildiğine «Öre:
Kendisi (Basra'da) Benî Cüşem kabilesinden bir kadınla evlenmiş. Bunun üzerine halk, onun için uyum ve oğlan çocuklar, dileğinde bulunmuşlar. Kendisi halka t
— Böyle söylemeyin. Lâkin Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sel-lemJ'in dediği gibi şöyle söyleyin, demiştir t
«Allah'ım! Onlara bereket ver ve senin bereketin onların üzerinde olsun.»"

1907)    "... Enes bin Mâlik (Radıyallâhü ankyden; Şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem}   (bir gün)  Abdurrah-man bin Avf (Radıyallâhü anh)'in üzerinde (kadınlara mahsus güzel kokulardan) sufra (kokusunun) izini gördü ve (Ona) :
—  «Bu (koku izi) nedir?» veya «Nedir?» buyurdu. Bunun ü*e-rine Abdurrahman bin Avf:
—  Yâ Resul ali ah! (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ben (mehir olarak)  bir nevât  (= çekirdek)  ağırlığında altın üzerinde bir kadınla evlendim, diye cevap verdi. Bunun üzerine Efendimiz (Ona) :
—  «Bir koyun (kesmek sureti) ile de olsun velime  (ziyafetini) ver.» buyurdu."



1908)    "... Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemVin Zeyneb (bint-i Cahş) (Radıyallâhü anhâ) için velîme ziyafeti verdiği kadar kanlarından hiç birisi için velîme ziyafeti verdiğini görmedim. Çünkü Zeyneb (Radıyallâhü anhâ) 'nın velîmesinde bir koyun (keserek) ziyafet verdi."

1909)    "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'dtn; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (Zevcesi) Safiyye bint-i Huy ey (Radıyallâhü anhâ) (33) için kavud ve kuru hurma ile velîme ziyafetini verdi."

1910)    "... Enes bin Mâlik (Radıyallâhü ank)'den; Şöyle demiştir:
Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SellemVin bir velime ziyafetinde bulundum. O ziyafette ne et vardı ne de ekmek vardı.

1911) "... (Efendimizin eşlerinden) Âişe ve Ümmü Seleme (Hind bint-i Ebî Umeyye) (Radtyallâhü anhümâ)'dan; Şöyle demişlerdir:
(Alt bin Ebî Tâlib ile Efendimizin kızı Fâtıma (Radıyallâhü an-hümâ)'nın düğününde) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Fâtıma (Radıyallâhü anhâ)'nın gelinlik hazırlığını yapıp onun Ali (Radıyallâhü anh)'in odasına götürmemizi emretti. Bunun üzerine biz Alî (Radıyallâhü anh)'m odasına gittik ve Bathâ (34) taraflann-
dan (getirilen) yumuşak toprağı odaya yaydık. Sonra ellerimizle dittiğimiz hurma kabuğunun elyafı ile iki yastık doldurduk. Daha sonra velîme ziyafeti olarak kuru hurma ve kuru üzüm yedirdik, güzel bir su içirdik. Sonra üstüne elbise atılacak ve su kabı asılacak bir ağaç parçasını getirip odanın bir kenarına koyduk. Biz, Fâtıma (Ra-dıyallâhü anhâ) 'nın düğününden daha güzel bir düğün görmedik."

1912)    "... Sehl bin Sa'd es-Sâidî (Radtyallâhü ankümâydan (35); demiştir :
Ebû Üseyd es-Sâidî (Radıyallâhü anh), Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve S eli e m) i düğününe davet etti. Gelin (velime yemeğini hazırlamak işinde) onlara hizmet ediyordu. Gelin:
Ey Sehl! Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SeüemKe ne içirdiğimi biliyor musun? dedikten sonra: Ben (Tevr denilen kab içinde) geceden bir kaç tane kuru hurma ıslattım. Sabah olunca hurmaları süzdüm ve bunun şırasını O'na içirdim, demiştir."

 


VELÎME ZİYAFETİNE DAVET EDENE İCABET ETMEK

1913)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâkü ankyden; Şöyle demiştir: Yemeğin en fenası zenginlerin davet edilip fakirlerin terkedildi-ği (bu hâlin âdet edildiği) velîme yemeğidir.   Kim (velîme ziyafeti dâvetine) icabet etmezse şüphesiz Allah'a ve Resulüne İsyan etmiş olur."

1914)    "■... İbn-İ Ömer (Radtyallâhü anhümâ)'d&n rivayet edildiğine göre; ResûluHah (Sollallahü Aleyhi vr Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
"Sizden birisi düğün yemeğine çağırıldığı zaman (davete) icabet etsin.",,

1915) '... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)yden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Düğün yemeği ilk gün haktır, ikinci gün meşrudur. Üçüncü gün riya ve gösteriştir.»"
 

 

EVLİ İKEN TEKRAR EVLENEN ADAMIN SON ALDIĞI BAKİRE VE DUL KADININ YANINDA
İKAMET (EDECEĞİ SÜRENİN BEYÂNI) BABI


1916)    "... Enes   (bin  Mâlik)   (RadıyaUâhü ankyden  rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Saltallahü Aleyhi ve Selle m) şöyle buyurdu, demiştir:
«Şüphesiz (son nikahlanan) dul kadın için üç gece ve bakire kız için yedi gece (ikâmet hakkı) vardır.»'*

1917)    "... Ümmü Seleme (Radtyallâhü a«/rfl)'dan; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Ümmü Seleme (yâni kendisi) ile evlendiği zaman, yanında (üst üste) üç gece ikâmet etti ve (ikâmet süresini kısa tutmasının sebebinin sırayla diğer zevcelerinin yanında kalması gereği olduğuna işaret etmek üzere) ona şöyle buyurdu:
«Senin ehlin yanında seninle ilgili bir önemsizlik yoktur. Dilersen senin için (ikâmet süremi) yedi geceye tamamlarım. Eğer senin için yedi geceyi tamamlarsam, (diğer) karılarımın her birisi yanında yedişer gece ikâmet ederim.»"

 


KARISI, YATAĞINA GİRECEĞİ ZAMAN ADAMIN SÖYLİYECEĞİ (DUÂ) BABI

1918) "... Abdullah bin Amr (bin el-As) (Radıyallâkü anhümâ)'âan rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Biriniz bir kadına, bir hizmetçi (=köle veya câriye) ye veya bir hayvana sahip olduğu zaman onun başının ön kısmından tutsun ve şöyle desin; Allah'ım! Ben bunun hayrından ve yaradılışın-daki (huylan ile vasıflan) nın hayırlısından (nasibimi) şüphesiz senden diliyorum. Bunun şerrinden ve yaratılışındaki (huylan ile vasıflan) nın şerrinden sana sığınıyorum.-"

1919) "... İbn-İ Abbâs (Radıyallâhü anhümâ)'&dtı rivayet edildiğine ibre Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Sizden bir kimse karısının yanına (cinsel ilişki için) yaklaşmak isterken: "(Bismillah) Allah'ım! Şeytanı benden (ve eşimden) uzak 1 aştır ve şeytanı bize vereceğin (zürriyet)den uzak eyle" derse, soı» ra (bu cinsel ilişkiden) onların bir çocuğu olursa Allah Teâlâ şeytanı o çocuğa musallat etmez veya şeytan o çocuğa zarar veremez >'



EŞLERİN  CİNSEL İLİŞKİDE ÖRTÜNME (YERİÂYET ETMELERİNİN ÖNEMİ) BABI

1920)    "... Behz bin Hakîm'in dedesi (Muâviye bin Hayda)   (Radtyal-lâhü anhümyden rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
—  Yâ Resul al I ah! Avretlerimizin neresini örteriz (örtmemiz gerekir), neresini örtüsüz bırakırız    (örtmeyebiliriz)?    diye sordum.
Efendimiz, (bana) :
—  «Sen avretini  (helâlin olan) karından veya cariyenden başka herkesten sakla!» buyurdu. Ben:
—  Yâ Resûlallah!   Eğer kavm kendi aralarında  (karışık ve bir yerde) olsalar, (avretle ilgili hüküm nedir?) bana bundan haber ver, dedim. Efendimiz (bana) :
—  «Avretini hiç kimseye göstermemeye gücün yeterse sakın avretini katiyyen gösterme!» buyurdu. Ben t
—  Yâ Resûlallah! Eğer birimiz (tek başına)  boş bir yerde olursa? (hüküm nedir)  diye sordum. Buyurdu ki:
—  «İnsanlara nazaran Allah'tan haya etmek daha vâcibtir.»"

1921) 1L... Utbe bin Abd es-Sülemî (37) (Radıyallâhü a«A)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellcm) şöyle buyurdu, demiştir :
«Sizden birisi karısına yaklaşmak (cinsel münâsebette bulunmak) istediği zaman (karısı ile beraber) örtünsün der) ve yabanî eşeklerin çıplaklığı gibi soyunmasından).»"

1922)    "... Aîşe (Radıyallâhü anhâ)'dan; Şöyle demiştir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemî'in fercine katiy-yen bakmadım veya bu yerini görmedim.
Râvi Ebû Bekir demiştir ki: Ebû Nâim'in dediğine göre bu hadîsi Âişe (Radıyallâhü anhâ)'dan rivayet eden râvi Aişe (Radıyallâhü anhâ) nın kadın olan mevlasıdır."


MAK'ADLARINDA KADINLARA VARMAKTAN NEHİY BABI

1923)    "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'ûen  rivayet edildikte göre; Peygaml>er (Sa/ta/lahü Aleyhi ve Scllem) şöyle buyurdu, demiştir :
•Makadında karısıyla cima eden adama Allah (rahmet bakışı ile) bakmıyacaktır."
1924)     "...  Huzeyme bin Sabit (39)   (Radtyallâhü anh)\\en rivayet edildiğine RÖre :
Besûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : Üç kez (üst üste) "Şüphesiz Allah gerçeği bildirmeyi bırakmaz." buyurdu (ktan sonra) : "Mak'adi arında kadınlara varmayınız" buyurdu, demiştir."

1925)    "... Câbir bin Abdillah (Radtyallâhü anhümâydan; Şöyle demiştir: Yahudiler t Bir erkek bir kadının tenasül uzvuna kadının makat tarafından varırsa (bu birleşmeden doğan) çocuk gözü şaşı olur, diyorlardı. Bunun üzerine Allah Sübhanehû t   "Kadınlarınız     sizin  için   bir
ekin yeridir. Artık bu ekin yerinize  (kadının rahim yoluna) nasıl isterseniz varabilirsiniz." (40)   âyetini indirdi."

1926)    "... Ebû Saîd-î  Hudrî  (Ratityaf/âkü anA/den; Şöyle demiştir:
Bir adam azil'in hükmünü Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem)'e sordu. Bunun üzerine Efendimiz s
«Siz azil yapıyor musunuz? Bunu yapmamanızda bir zararınız yoktur. Çünkü Allah Teâlâ'mn, olmasını (ezelde) takdir buyurduğu her canlı behemehal olacaktır.» buyurdu."

1927) "... Câbir (bin Abdillah) (Radtyallâhü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :
Besûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta ve Kur*an (âyetleri) inmekte iken biz azil (işini) yapardık."

1928)    "... Ömer bin el-Hattâb (Radıyallâhü ankyûtn; Şöyle demiştir:
Hür kadının izni olmadıkça (kocası tarafından) ondan azil yapılmasını Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yasaklamıştır.


'KADIN NE HALASI ÜZERİNE NE DE TEYZESİ ÜZERİNE NİKAHLANIR' BABI

1929)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'t\ex\ rivayet edildiğine göre Peygamber (Sallaltahü Aleyhi ve Selletn) şöyle buyurdu, demiştir :
«Kadın ne halası üzerine ne de teyzesi üzerine nikahlanır.»"

1930)    "... Ebû Saîd-i Hudrî (Radtyallâhü ank)\]en; Şöyle demiştir:
Adamın, bir kadınla onun halasını, yine bir kadınla onun teyzesini birlikte nikâhı altında bulundurmasının yasaklığını Resûlullah (Sallalahü Aleyhi ve SellemJ'den işittim."

1931)    "... Ebû Mûsâ (Radtyallâhü anh):den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (SallaUahü Aleyhi ve Selletn) şöyle buyurdu, demiştir :
«Kadın ne halası üzerine ne de teyzesi üzerine nikahlanır.-" Not:  Bunun senedinde Cübâre bin el-Muğallis'in bulunduğu Zevâid'de bildirilmiştir.

 


ADAM KARISINI ÜÇ TALÂKLA BOŞAR, KADIN DA BAŞKA ERKEKLE EVLENİR DE HENÜZ GERDEĞE GİRMEDEN (ÎKİNCÎ) KOCASI DA ONU BOŞAR. KADIN İLK KOCASINA DÖNEBİLİR Mİ? (HÜKMÜNÜN BEYÂNI) BABI


1932)    i;... Âişe (Radtyallâhü a«*â)'dan; Şöyle demiştir: Rifâa el-Kurazi'nin karısı  (Temime el-Kurazîyye)   (Radıyallâhü anhümâ) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SeHemJ'e gelerek:
—  Yâ Resûlallah! Rifâa beni boşadı ve (üç talâkla) kesin boşadı. Sonra ben Kurazî Abdurrahman bin ez-Zebîr ile evlendim. Fakat Ab-durrahman'ın erliği elbise saçağı gibi  (gevşek) dir, (cinsel ilişki görevini yapamıyor) dedi. Onun bu sözü üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seli em) gülümsedi ve sonra i
—  «Sen Rifâa'ya dönmek mi istiyorsun? Sen diğer kocanın balca-ğızını tatmadıkça o da senin balcağızmı tatmadıkça, bu olamaz.» buyurdu."

1933) "... İbn-i Ömer (Radtyallâhü anhümâ>'dan rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e:
Bir adam, karısını boşar. Sonra başka bir adam o kadınla evlenir ve gerdeğe girmeden bu da onu boşar. Kadın ilk kocasına dönebilir mi? (onunla tekrar evlenebilir mi?) diye soru soruldu. (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem) :
-Kadının ikinci kocası onun bale a gizini tatmadıkça, (onun ilk kocasına dönmesi) olamaz* buyurdu.'1

1934)    "... İbn-i Abbâs (Radıyallâhü anhümâ)'dan;  Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), hulleci (koca)yı ve kendisi için hülle yapılan (koca)ı lânetlemiştir."

1935)    "... Ali (bin Ebî Tâlib)  (Radtyallâhü ank)'den; Şöyle demiştir: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), hulleci (koca) yi ve kendisi için hülle yapılan (koca) yi lânetlemiştir."


1936)    "... Ukbe bin Amir (el-Cühenî —42 — )   (Radtyallâkü anh)'âen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
—  «(Ey ashabım!)  Ben size kiralık döl hayvanı bildirmiyeyim mi?» buyurdu. Sahâbîlert
—  Bildir, Yâ Resul al I ah! dediler. Resûl-i Ekrem t
—  «O (kiralık döl hayvanı) hulleci (koca) dır. Allah hulleci (koca) ya ve kendisi için hülle yapılan (kocay)a lanet etsin.» buyurdu."


SOY SEBEBİ İLE (NÎKÂHLANMASI)HARAM OLANLAR, SÜT SEBEBİ İLE DE HARAMDIR. BABI

1937)     "... Âişe (Rûdtyallâhü anhâ)'&dn rivayet edildiğine göre Resûlul-lah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Neseb (soy) sebebi ile (nikâhlanması) haram olanlar süt sebebi ile de haramdırlar,»"

1938)    "... İbn-i Abbâs (Radıyallâhü anhümâydan; Şöyle demiştir :
Bir defa Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e Abdü'1-Mut-talibin oğlu Hamza (43) (Radıyallâhü anh)'in kızı (ile evlenmesi için Hz. Ali (Radıyallâhü anh) tarafından) teklif yapıldı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ:
«Hamza'nın kızı benim süt kardeşimin kızıdır. Şüphesiz soy se-bebîtonikâhlanmasi) haram olanlar süt sebebi ile de haramdır.»"

1939) "... (Müminlerin analarından) Ümmü Habİbe (Radtyaltâhü art' hâ)'dan rivayet edildiğine göre kendisi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sel-l)*e:
—  Yâ Resûlallah! Kız kardeşim Azze ile evlen, demiş. Resûlul (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) O'na:
—  «Acâİb sen (kıskanmayıp) bunu arzu eder misin?» buyurmuş. O da t
—  Evet. (arzu ederim) Yâ Resûlallah! Çünkü sizin için ortak ve kumadan boş ve tek başıma değilim. Zâtına karı olmak hayır ve şerefi hususunda ortaklarıma nazaran kız kardeşimin bana ortak olmasını daha çok arzu edip uygun görürüm, demiş. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
—  «İşte iyi bil ki senin kız kardeşin bana helâl değildir.» buyurmuş. O da:
—  Peki ama biz senin, Ebû Seleme kızı Dürre ile evlenmek istediğini söylüyoruz, demiş   Bunun üzerine Resûl-i Ekrem i
—  «(Eşim) Ümmü Seleme'nin kızını (mı)?* diye sormuş. Ümmü Habîbe de:
—  Evet, demiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
—  «Ümmü Seleme'nin kızı (Dürre)  benim himaye ve terbiyem altında üvey kızım olmamış olsaydı bile   (yine)  nikâhı bana helâl olmazdı. Çünkü O benim süt kardeşimin kızıdır. Süveybe  (adlı kadın) beni ve Onun babasını (= Ebû Seleme'yi) emzirmiştir. (Siz eşlerim) bir daha kız kardeşlerinizi ve kızlarınızı sakın bana teklif etmeyiniz.» buyurmuş."



'BİR VE İKİ DEFA SÜT EMMEK (NÎKÂHLAMAYI) HARAM ETMEZ* BABI

1940)    "... Ümmü'I-Fadl  (Lübâbe  bintü'l-Hâris —46 — )   (Radtyallâkü sm rivayet edildiğine göre Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
«Ne bir defa ne de iki defa süt emmek (evlenmeyi) haram eder.»"

1941)    "... Aişe (Radıyattâhü anhâ)'dan rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
-Bir defa ve iki defa süt emmek( evlenmeyi) haram etmez.»"

1942)    '*... Âişe (Radıyallâhü ankâ)'dan; Şöyle demiştir:
"Ancak kesinlikle bilinen
on defa veya beş defa süt emmek (evlenmeyi) haram eder." buyruğu Allah'ın indirdiği Kuranda idi. Sonra nesh oldu."

1943)    "... Aişe (Radtyallâkü anhâ)'âan; Şöyle demiştir: (Ebû Huzeyfe'nin karısı) Sehle binti Süheyl (Radıyallâhü anhüm) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek t
—  Yâ Resûlallahî   (Evlâtlığımız)  Salimin yanıma girmesinden dolayı (kocam) Ebû Huzeyfe (bin Utbe)'nin yüzünde cidden bir hoşnutsuzluk görüyorum, dedi.   Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (Sehle'ye
—  «Sen Salim'e süt emzir- buyurdu. Sehle:
—  O, yetişkin bir adam olduğu halde ben nasıl onu emzireyim? dedi. Bunun üzerine Resûluilah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) gülümsedi ve:
—  «Ben onun yetişkin bir adam olduğunu şüphesiz biliyorum.» buyurdu. Sehle (Radıyalâhü anhâ) da (gidip bu işi) yaptıktan sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek;
Ben (Sâlim'e süt emzirdikten) sonra (kocam) Ebû Huzeyfe (Radıyallâhü anh)'uı yüzünde bir hoşnutsuzluk görmedim, dedi. Salim (onun sütünü emmeden önce) Bedir savaşma katılmış idi."

1944)    "... Âişe (Radtyallâhü anhâ)'âan; Şöyle demiştir :
Andolsun ki recm etme âyeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme (sebebi ile nikahlamanın haramlıgı) ayeti indi ve andolsun ki bu âyetler tahtımın altındaki bir yaprakta (yazılı) idi. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edip bizO'nun Ölümü ile meşgui olunca, evde beslenen bir koyun (veya keçi odaya) girip o yaprağı yedi."

1945)    "... Aije (Radtyallâhü anio/dan rivayet edildiğine göre:
Bir defa Aişe'nin odasında bir adam otururken Peygamber (Sal-laJlahü-Aleyhi ve Sellem) içeri girdi ve :
—  «Bu kimdir?» diye sordu. Âişe s
—  Bu benim (süt)  kardeşimdir, diye cevap verdi.    Efendimiz, Âise'ye î
—  «Odalarınıza aldığınız adamlar (m sütten mahreminiz sayılıp sayılmıyacağınla dikkat ediniz.    (Çünkü    (mahremliğe sebep olan) süt emme işi, ancak açlık hâlitni gidermek) için olanıdır.»"

1946) "... Abdullah bin Zübeyir (Radıyatlâhü anhümâ)'âan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
"Barsakları (doldurup) birbirinden ayıran sütten başka süt, nikâh haremliğini gerektirmez."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde zayıf bir ravl olan ftm-i Lahİa vardır. Tirmizl bu hadisi Ümmü Seleme (Rj^.)'m hadisi olarak rivayet edip hasen - sahih olduğunu söylemiştir,

1947) "... Zeyneb binti Ebi Seleme (Radtyallâhü ankümâ)'frdn; Şöyle demiştir :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in bütün karılan Aişe (Radıyallâhü anha)'ya muhalefet ederek, Ebû Huzeyfe'nin mevlâsı Salim (Radıyallâhü anhümâ) 'nin (erginlik çağına varmışken) Senle (Radıyallâhü anhâ)'nın sütünü emmesinin benzeri ile bir erkeğin onların odalarına girmesinden imtina ettiler ve: (Âişe'ye) Biz ne biliriz? Salimin erlik çağında iken Sehle'nin sütünü emerek, onun odasına girmesinin Sâlim'e özel bir ruhsat olduğunu umuyoruz, dediler."

1949)    "... Âişe (RadtyaUâhü anAâJ'dan; Şöyle demiştir;
Süt amcam gelerek, odama girmek için izin istedi. Ben ona izin vermekten imtina ettim. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana:
—  "(Süt) amcan senin yanına girsin" buyurdu. Ben de ı
—  Beni ancak kadın emzirdi ve beni erkek emzirmedi, dedim. Efendimiz buyurdu ki:
—  "Şüphesiz o senin (süt)  amcandır. Bunun için senin yanma girsin.*',,

 

NİKÂHI ALTINDA İKİ KIZ KARDEŞ VARKENMÜSLÜMAN OLAN ADAMIN (NİKÂH DURUMUNUNBEYÂNI) BABI

1950)    "... (Feyruz)  ed-Deylemî (RadtyaUâhü ank)>den;
Câhiliyyet devrinde evlendiğim iki kız kardeş benim nikâhım altında iken Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e geldim (Ben muslumanlığı kabul ettikten) sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (bana) :
«Eve döndüğün zaman onlardan birisini boşa.- buyurdu."

1951)    "...  Feyruz ed-Deylemî (Radıyallâhü anh>'den; Şöyle demiştir:
Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Yâ Resûlallah! Nikâhım altında iki kız kardeş varken ben müs-lüman oldum dedi. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana buyurdu kİt
«İkisinden istediğin birisini boşa.-"


NİKÂHI ALTINDA DÖRTTEN FAZLAKADIN BULUNDUĞU HALDE MÜSLÜMAN OLAN ADAMIN (NİKÂH DURUMUNUN BEYANI) BABI

1952)    "... Kays bin H-Hâris (Radıyallâhü anh)\\en; Söylememiştir:
Nikâhım altında sekiz kadın varken müslüman oldum. Sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) e gelerek bu durumu kendilerine arz ettim. Bunun üzerine buyurdular ki:
-Onlardan dört tanesini seç.»
1953) "... (Abdullah) bin Ömer (RadıyaUâkü anhümdi'&dn: Şöyle demiştir :
Cay lan bin Seleme (Radıyallâhü anh), nikâhı altında on kadın bulunduğu halde müslüman oldu. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona:
«Onlardan dört tanesini al» buyurdu."


NİKÂH KIYIUBKEN KOŞULAN ŞART (İNYERİNE GETİRİLMESİ) BABI

1954)    Ukbe bin Amir (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre: Pey gamber (Sallallahü Aleyhi ve Selletn) şöyle buyurdu, demiştir:

1955) "... Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr bin el-A.-O (Katlt-yallâbü anhüm)'(\en rivayet edildiğine züre; Re?ûlull;ıh (Salta/lahit Ah-yki ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Nikâh akdinden önce (verilmiş) olan mehir, hediye ve hibe kadınadır. Ve nikâh akdinden sonra (verilmiş) olan (mal) kime verilmiş veya hediye edilmiş ise onadır. Adama ikram edilmeye en uygun vesile onun kızı veya kız kardeşidir.-"


BİR CARİYEYİ AZAT EDİP SONRA ONUNLA EVLENEN ADAM (İN SEVABININ BEYÂNI)  BABI

1956) "... Ebû Musa (eİ-E$'arî — 53 — ) (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre Resul ullah (S ali ali ahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Kimin bir cariyesi olup onu (incitmeden) güzelce eğitip. Öğretir; sonra azat eder ve onunla evlenirse iki ecir kazanır. Ehl-i Kitab'tan her hangi bir adam kendi peygamberine ve Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e îman ederse ona da iki ecir vardır. Başkasının mülkiyeti altında bulunan her hangi bir köle, üzerinde bulunan Allah Teâlâ'nm hakkını ve efendilerinin hakkını edâ ederse ona da iki ecir vardır.»
(Hâvi) Salih demiştir ki t (Şeyhim) Şâ'bi şöyle dedi t Ben sana bu hadîsi, bir şey (karşılık ve bedel) olmaksızın verdim .Şüphesiz bineği bulunan kişi bunun durumdaki bir mes'ele uğrunda binip (ta) Medîne-i Münevvere'ye kadar gider."
İZAHI

1957)'*... Enes (Radtyallâhü anh)'dtn; Şöyle demiştir:
(Hayber savaşında esir alman) Safiyye (binti Huyey) (Radıyal-lâhü anhâJ; Dıhye el-Kelbiyye (Radıyallâhü anh)'m (cariyesi) oldu. Bundan sonra Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in (cariyesi) oldu. Bunun üzerine Efendimiz onunla evlendi ve onu azat etmeyi onun için mehir eyledi.
(Râvi) Hammâd demiştir ki: (Râvi) Abdü'1-Aziz, râvi Sâbit'e: Ey Ebâ Muhammed! Sen Peygamberin Safiyye'ye neyi mehir eylediğini Enes'e sordun mu? demiş. Sabit: Efendimiz, Safiyye'nin nefsini (azat etmeyi) onun için mehir eyledi demiştir."

1958)     "... Aişe (Radtyallâhü antâj'dan; Şöyle demiştir: Resûlullah (Sellallahü Aleyhi ve Sellem) Safiyye (binti Huyey) (Radıyallâhü anhâ) 'yi azat etti ve onu azat etmeyi ona mehir eyleyerek onunla evlendi."


EFENDİSİNİN İZNİ OLMAKSIZIN KÖLENİN NİKÂH AKDİNİN KIYILMASI(HÜKMÜNÜN BEYÂNI) BABI

1959)    "... tbn-i Ömer (Radtyallâhü anhiimâydan rivayet edildiğine göre ; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Efendisinin izni olmaksızın köle nikâhını kıydığı   zaman zina tehlikesine düşmüş olur.»"

1960)    "... İbn-i Ömer (Radtyallâhü ankümâydan rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Settem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Efendilerinin izni olmaksızın hangi köle nikâhını kıyarsa zina tehlikesine düşmüş olur.»"

1961)    "... Ali bin Ebî Tâlib (Kadtyallâkü fl«A)'den; Şöyle demiştir:
ResûluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Hayber (savaşı) günü kadınların mut'a usûlü ile nikahlanmasın* ve ehli merkeblerin etinin yenilmesini şüphesiz yasakladı."

J962)    "... Sebre  (bin  Ma'bed .....54 — )   (Radtyaltâhü anhydcn; Şöyle
demiştir:
Biz ResûluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  ile beraber Veda hacci yolculuğuna çıktık. Sonra sahâbîler:
— Yâ Resûlallaht Bekârlık (kadınlardan uzak kalmak) bize cidden çetin geldi, dediler. Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
— «(Nikâhlanmasına engel bulunmayan) şu kadınlarla mut'a suretiyle evlenebilirsiniz» buyurdu. Bunun üzerine biz onların yanına vardık. Onlar ancak bizlere kendileri arasına belirli bir süre koyduğumuz takdirde bizlerle evlenmeyi kabul edebileceklerini belirttiler. Bunun üzerine sahâbîler bu durumu Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e anlattılar. Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Onlarla aranıza belirli bir süre koyunuz.» buyurdu. Sonra ben ve bir amcam oğlu çıkıp gittik. (Mehir olmaya elverişli mal olarak) amcam oğlunun beraberinde bir hırka vardı. Benim de yanımda bir hırka vardı. Onun hırkası benimkinden iyi idi. Ben de ondan daha gençtim. Nihayet bir kadının yanma vardık. (Ve evlenme teklifinde bulunduk.) Kadm (benimle evlenmeyi tercih ederek) : Bir hırka diğer hırka gibidir, dedi. Bunun üzerine ben (hırkamı mehir vererek) onunla evlendim. Ve o gece onun yanında durdum. Ertesi gün gittim. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Kabe'nin kapısı ile rüknü arasında ayakta şöyle buyuruyordu:
«Ey insanlar! Ben gerçekten mut'a suretiyle evlenmek için sizlere izin vermiştim. Bilmiş olunuz ki: Şüphesiz Allah Teâlâ bunu kıyamet gününe kadar haram kıldı. Artık kimin yanında mut'a suretiyle evlendiği kadınlardan varsa derhal ona yol versin (salıversin) ve onlara mehir olarak verdiğinizden bir şeyi (geri) almayınız.»"

1963)    "... tbn-i Ömer (Radtyailâhü anhümâydan; Şöyle demiştir:
(Babam) Ömer bin el Hattâb (Radıyallâhü anh), halîfe olunca halka bir hitabede bulunarak şöyle dedi:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in şüphesiz mut'a nikâhı için bize üç gün (veya üç defa) izin verdi. Sonra bunu haram kıldı. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in mut'a nikâhını haram kıldıktan sonra helâl kıldığına şahitlik edecek dört şahidi bana getirmedikçe, evli iken mut'a suretiyle bir kadınla birleştiğini bileceğim. Her hangi bir adamı mutlaka taşla recmedeceğime Allah'ın adıyla yemin ederim."


İHRAMDA BULUNANIN EVLENMESİNİN CAİZ OLUP OLMADIĞININ BEYANI BABI
1964)    "... Yezîd bin el-Asamm (Radtyallâkü aw//)'den:  Şöyle demiştir: Meymûne bint el-Hâris (Radıyallâhü anhâ) (56) Resûlullah (Sal* tallahü Aleyhi ve Sellem) in ihramda değil iken kendisi İle evlendiğini bana anlattı.
Yezîd (sözüne devamla) ve Meymûne, benim ve (Abdullah) bin Abbâs  (Radıyallâhü anhümâ) nın teyzesi idi, demiştir."

1965)    "... Abdullah bin Alılıâs (RadtyaUâhiİ  anhümâ)\\ıın:     Şöyle demiştir :
Peygamber  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  ihramda iken  (Mey
rnûne ile) evlendi."

1966)    i;... Osman bin Affân (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre ; Resûlullah (Sattallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«İhramda bulunan adam, evlenemez,  (başkasını)  evi endi rem ez ve evlenme teklifinde bulunamaz.'

1967)     "... Ebü Hüreyre (Radtyalİâkü anhyden rivayet edildiğine göre: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellent) şöyle buyurdu, demiştir:
«Huyundan ve dindarlığından râzi olduğunuz bir adam (yakını nız olan bir kızla evlenmek için) size geldiği zaman (kızı) onunla evlendirin. Eğer (bunu) yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozukluk olacaktır.»*'

1968) "... Aişe (Radıyattâhü anhâ)d&n rivayet edildiğine göre; Resûtul-Iah (SaUallahü Aleyhi ve Sel/em) şöyle buyurdu, demiştir :
«Kadınların en hayırlısıyla evlenmeye bakın, küfülük (emsalliniz olan kadınlarla evlenin ve küf ülerinizin kızlarını isteyin.»"

İ969) ... Ebü Hüreyre (Radtyallâhü anhyâen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«İki karısı olup (yanlarında yatmak hususunda) birisini diğerin* den Üstün tutan adam, kıyamet günü vücûdunun bir tarafı eğri olarak gelir.»"

1970)    "... Âişe (RadtyaUâhü anhâ)*i\ax\; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir yolculuğa çıkacağı zaman kadınları arasında kur'a çekerdi (ve kur'ayı kazananı beraberinde götürürdü.)"

1971)    '... Âİşe (Radıyallâhü ankâ)'âm; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (gecelerini) karıları arasında bölerdi ve (bölme işini) tam bir adaletle yapardı. Sonra şöyle derdi t
-Allahim! İşte bu, benim gücümün yettiği adalettir. Artık senin kadir olduğun ve benim gücümün yetmediği (kalb sevgisi farklılığı) hakkında beni kınama.»"


KADIN KENDİ GÜNÜNÜ  (KUMASI OLAN) ARKADAŞINA HİBE EDER, BABI

1973)    "... Âİşe (Radıyallâhü anhâ)'dan rivayet edildiğine göre :
Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellera) (bir defa) Safiyye binti-Huyeyy (Radıyallâhü anhâ)'ya (57) bir şeyden dolayı hiddetlen misti. Bunun üzerine Safiyye:
Yâ Âişe! (bu) günüm sana olmak üzere sen Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemKi benden râzi etmeye çalışır mısın? demiş. Âişe de:
Şevde (R.A.)'nm Hâl Tercemesi
Şevde bint-i Zamaa (veya Zam'a) bin Kays, baba tarafında Kureyş kabilesin' den olup ana tarafından Ensâr'ın Beni Neccâr kabilesine mensubtur. Bilindiği gibi Beni Neccâr kabilesi Peygamber (S.A.V.)'İn da dayıları sayılırdı. Şevde (R.A.) amcası oğlu Sekrân bin Amr (R.A.) ile evli idi. Kocası ile beraber müslümanlığı kabul etmek şerefine erişmiş ilk müslümanlardan ve Habeşistan'a hicret eden bab» «yarlardandır. Habeşistan'dan Mekke'ye döndükten sonra Sekrân (RA.) vefat etti. Anamız Hz. Hadîce (R.A.) da vefat ettikten sonra hicretten 3 yıl önce Peygamber (S.A.V.) Şevde (R.A.) İle evlendi. Şevde son zamanlarda çok yaşlanmıştı, bu nedenle gününü Aişe (R.A.)'ya hibe etmişti. Bir rivayete göre Ali (R.A.)*ın halifeliği döneminde, diğer bir rivayete göre Muaviye (R.A.)'ın hilâfeti devrinde vefat etmiştir.
Peygamber (S.A.V.)'In vefatından sonra muhterem kadınlarından ilk önce vefat eden hanımın Şevde bint-i Zam'a veya Zeyneb bint-i Cahş olduğu hususunda ihtilâf vardır

1974)    "... Âişe (Radıyallâhü ü»Aa)'dan; Şöyle demiştir:
Bir adamın uzun süre hayat arkadaşlığı ettiği bir karısı vardı. Bu kadından çocukları da olmuş idi. Adam bu kadmı boşayıp başka bir kadınla evlenmek istedi. Kadıncağız, kendisine gün ayırmaksı-
zın (nikâh altında) durmaya (ve başka bir kadınla evlenmeye) ko- casmı râzi etti. Bu adam hakkında jü> {«*aHj = -ve sulh hayırlıdır-
âyeti İndi."


EVLENDİRME İŞİNDE ARACI OLMAK BABI

1975) "... Ebû Rühm (Radıyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Re-sûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Evlenme işi için iki kişi arasında aracı olmak, en faziletli aracılıklardandır.»"

1976)    "... Aişe (Radıyallâhü anhâ)'önn: Şöyle demiştir:
(Bir gün) Üsâme (Radıyallâhü anh)'ın ayağı kaydı ve kapının eşiği üstüne düşüp yüzü yaralandı. Resulullah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) de (bana) :
«Onun kanını sil,» buyurdu. (Fakat tiksinmem nedeni ile) ben onun kanını silmekten hoşlanmadım. Bunun üzerine Efendimiz onun (yarasının) kanını emip yüzünden atmaya başladı. Sonra şöyle buyurdu :
«Eğer Üsâme kız olsaydı, onu evlendirmek için kendisini süsleyip (güzel) giydirecektim.»"


KADINLARLA İYİ GEÇİNMEK BABI

1977)    "... (Abdullah) bin Abbâs (Radtyattâkü ankümâyâan rivayet edilgine göre; Resftlallah (SaUollahn Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Sizin en hayırlınız, ailesine en iyi olamnrahr. Ben de ailem» en iyi olanın izim V

1978) « . Abdullah bin Amr (bin el-As) (Radıyallâhü ankütnâ)'âan rivayet edildiğine göre: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SeUem) şöyle buyurdu.
demiştir:
«Sizin en hayırlılarınız, karılarına en iyi olanlanmzdır.*

1979)    "... Âişe (Radtyallâkü anhâ)'(\an: Şöyle demiştir:
Resûiullah (Sallallahü Aleyhi ve Seli em) benimle koşu yarışması yaptı da ben O'nu geçtim."

1980)    "... Âişe (Radtyallâhü anhâydan: Şöyle demiştir:
Resûiullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem ), Safiyye bintl Huyey iRadıyallâhü anhâ) ile yeni evlenmiş iken (Hayber savaşından dö-nüp) Medîne-i Münevvere'ye gelince Ensâr-ı Kiramın kadınları (yanıma) gelip Safiyye'den bahsettiler. Âişe (Radıyallâhü anhâ) demiştir ki ben de (onu görmek üzere) tanınmıyacak bir kıyafetle ve yüzümü örtüp gittim. Resûiullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (açık) olan) gözüme bakıp beni tanıdı. Âişe demiştir ki ı Bunun üzerine ben hemen geri döndüm ve hızlıca yürüdüm. Resûl-i Ekrem (arkamdan gelip) bana yetişti ve beni bağrına bastı. Sonra:
—  «Sen onu (Safiyye'yi) nasıl gördün?» diye (bana) sordu. Âişe demiştir ki, ben O'na:
—  Bırak (beni). Yahudi kadınlar arasında bir Yahûd? kadındır, dedim."

1981)    "... Aişe (Radıyallâhü <mA£J'dan; Şöyle demiştir:
Zeyneb (bint-i Cahş — 58 —) (Radıyallâhü anhâ), benim odama izinsiz ve öfkeli olarak girinceye kadar (Kumalarımın kızdıklarını) bilmiyordum. (Zeynebî odama girdikten sonra (odamda bulunan) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemKe =
—  Yâ Resul ali ah I Ebû Bekir'in kızcağızı senin için kollarını çevirince, (onun yaptığı iş) sana yetiyor mu? dedikten sonra bana yöneldi (aleyhimde atıp tuttu.) Ben (ona cevap vermeyip) ondan vazgeçtim. Nihayet Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (bana) :
— 58—   Peygamoer (S-A.V.)'in zevcelerinden olan bu hâtûnun hâl tercemesi 1908 nolu hadisin İzahında verilmiştir.
— «O'nu tutup kendini savun,» buy uru ne a ben ona yöneldim. Nihayet bana cevap veremez ve tükürüğü ağzında kurumuş vaziyette kendisini gördüm. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in de mübarek yüzünün güldüğünü gördüm."

1982)    "... Âî§e (Radtyallâkü fl»Aâ>'dan; Şöyle demiştir: Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SeUem)'in yanında iken (yâni O'nunla evli iken) oyuncak bebeklerle oynardım. Efendimiz de benim (kız) arkadaşlarımı bana gönderirdi, arkadaşlarımla oynaşırdık."
 

 

ERKEKLERİN KARILARINI DÖVMELERİ BABI

1983)    "... Abdullah bin Zam'a (Radtyallâhü ankyâen:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (ashabına) hitabede bulundu. Sonra kadınlardan bahsedip bunlar (a iyilik etmek) hakkında erkeklere nasihatta bulunduktan sonra şöyle buyurdu t
«Cariyeyi değnekle dövercesine ne zamana kadar bazılarınız karılarını değnekle dövecek (yâni bu âdeti sürdürecek)tir? Halbuki döven adamın, dövdüğü karısının yatağına ayni günün sonunda girmesi umulur.»"

1984)    "... Âişe (Radtyallâhü anM/dan; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hiç bir hizmetçisini ve hiç bir kadını dövmemiş ve mübarek eli İle hiç bir şeyi dövmemiştir."

1985) "... lyâs bin Abdillah bin Ebî Zübâb (Radtyallâhü onAJ'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Allah'ın cariyeleri (olan karılarınızı) dövmeyin.» Bu emirden sonra Ömer (Radıyallâhü anh), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanına gelip t
— Y& Resûlallah! (bu emrinizden sonra) Kadınlar cesaretlenip kocalarına itaatsizlik etmeye başladılar, dedi. Bunun üzerine (te'dip için ve yara bere bırakmıyacak tarzda) kadınları dövme ruhsatı verildi. Kadınlar da dövüldü.   Bundan sonra Muhammed

Aleyhi ve Sellem) 'in zevcelerine çok sayıda kadın gitti, (kendilerini şiddetle döven kocalarından şikâyet ettiler.) Ertesi gün sabahleyin Efendimiz şöyle buyurdu
— «Bu gece yetmiş kadın Muhammed (Sallallahü Âleyhive Sellem)'in zevcelerine vardılar. Her birisi kendi kocasından (şiddetli dövmesinden) şikâyet etti. Artık siz, kanlarını (böylesine) döven adamları iyileriniz olarak bilmeyiniz.»"

1986)   "... el-Eş'as bin Kays (Radtyallâhü ank)'den; Şöyle demiştir:
Ben bir gece Ömer (Kadıyalâhü anh) 'a misafir oldum. Gece yansı olunca Ömer kalkıp karısını dövmeye başladı. Ben onlan ayırdım Ömer yatağına dönünce bana t Ey Eş'asi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den işittiğim (şu) şeyi benden (öğrenip) bellet
«Adama, karısını niçin dövdüğü sorulmaz. Vitir namazını kılmadan uyuma.» Râvi demiştir ki ben (Peygamber'in) üçüncü cümlesini unuttum.
Müellif, râvi Ebû Avane'den sonra ikinci bir sened ile de hadisin kendisine rivayet edildiğini söylemiştir.*'


KADININ SAÇINI BAŞKA SAÇ İLÂVESİYLEÇOĞALTAN VE DÖVÜNLEYEN KADIN

1987) "... (Abdullah) bin Ömer (Radtyallâhü anhümâydan rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kadının saçını başka saçla çoğaltan, başka saç ilavesiyle saçını çoğalttıran, dövme yaptıran ve dövûnlenen kadınları lanetlemiş (veya Allah'ın lanetlediğini haber vermiş) tir."

1988) *'... Esma (bint-i Ebibekr) (Radtyallâhü anhümâydan; Şöyle demiştir :
(En.sâr'dan) bir kadın Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanma gelerek: Benim kızım yeni evlenmiş bir gelinciktir. Bir salgın hastalığa tutulup saçları döküldü. Ben başka saçla onun saçını çoğaltabilir (miy)im? dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu t
«Kadının saçını başka saçla çoğaltan kadına ve başka saçla saçını çoğaltan kadına Allah lanet eylemiştir (veya lanet eylesin.)»"

1989) "... Abdullah (bin Mes'ûd) (Radıyallâhü a»A)'den; Şöyle demiştir: Resûlullah (SaJlallahü Aleyhi ve Sellem), güzellik İçin dövme yaptıran, dövûnlenen, yüzünün kıllarını yolduran ve ön dişlerini (eğe gibi âletlerle) aralayan ve bu suretle Allah'ın yarattığı tabiî güzelliği değiştiren kadınları Iânetlemiştir. Beni Esed kabilesinden Ümmü Yakûb isimli bir kadın (İbn-i Mes'ûd'un) bu hadisini duyunca İbn-i Mes'ûd'a gelerek t
—  Senin böyle böyle söylediğini haber aldım, dedi. tbn-i Mes'ûd (Radıyallâhû anh) :
—  Söylediğim şey Allah'ın kitabında bulunduğu halde Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in lanetlediği kimseleri niçin ben de lânetlemiyeyim? dedi. Kadın:
—  Ben şüphesiz Allah'ın kitabının tamamını okurum.  (Onda) senin dediğin bu hususu bulamadım, dedi. İbn-İ Mes'ûd t
—  Eğer sen Kur'an'ı okudu isen şübhesiz dediğim hususu bulmuşsun. Sent    âyetini okumadın mı? diye cevap verince, kadın t
—  Evet. (Ben bu âyeti okudum) dedi. Ibn-i Mes'ûd ■
—  Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) dediğim şeyi şübhesiz yasakladı. (Bu kere) kadın :
—  Sanırım senin aile ferdlerin (yasaklandığını haber verdiğin şeyi) yaparlar, dedi. tbn-i Mes'ûd i
—  Cit de bak, dedi.   Kadın gidip baktı da aradığını bulamadı. (Sonra döndü ve) bir şey göremedim, dedi. Abdullah (îbn-i Mes'ud) kadına t
—  Eğer benim ailem senin dediğin gibi olmuş olsaydı bizimle ya* şıyamazdı (yâni onu boşardık), dedi."


NE ZAMAN GERDEĞE GİRMENİN MÜSTEHAB OLDUĞUNUN (BEYÂNI) BABI

1990)    "... Aişe (Radtyallâhü ankâ)'âan; Şöyle demiştir :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Şevval ayında beni nikahladı ve (yine) Şevval ayında benimle gerdeğe girdi. (Nikâh ve zifafım Şevval ayında olduğu halde) O'nun hangi zevcesi Onun yanında benden daha şanslı (mutlu) dur? Âişe de (Peygamber'e uymak üzere) kendi yakını olan kadınları Şevval ayında gerdeğe ithal etmeyi tercih ederdi."

1991) ;'.., el-Hâris bin Hişâm (Radtyallâhü onh)'âen rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Ümmü Seleme (Radı-yallâhü anhâ)'yı Şevval ayında nikahladı ve Şevval ayında onunla gerdeğe girdi."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun isnadında bulunan Muhammed bin îsh&k tedlisçi olup bu hadisi an'ane ile rivayet etmiştir. Ayrıca müellifin yanında, el-Hâris bin Hişam bin el-Muğİre'nin bundan başka hadisi yoktur. BuhârI, Müslim, Tirmizl, Ebû Dâvûd ve Nesai'de İse bu ravlnin hiç bir hadisi yoktur.
El-MizzI: Muhammed bin Yezld el-Müstemli de bu hadisi Esved bin Âmir'-den, Esved'ln senedi ile rivayet etmiştir. Buradaki senedden şu farkla ki bu se-neddeki Abdülmellk yerine Abdurrahman bulunur. O daha isabetlidir, demiştir.


ADAM KARISINA BİR $EY VERMEDEN ONUNLA GERDEĞE GİREBİLİR, BABI

1992)     *... Âişe (Radtyallâhü anhâyâan rivayet edildiğine göre;
Bir adam karısına bir şey vermemiş İken karıyı adamın gerdek odasına dâhil etmesini Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Âişe (Radıyallâhü anhâ)'ya emretmiştir/*

1993)     '... Mihmar bin Muâvİye (Radtyallâhü anh)'Aen; Şöyle demiştir:
Ben, Resûlullah  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyururken işittim t
«Hiç bir uğursuzluk yoktur. Bazen (şu) üç şeyde uğur olur» Kadında, atta ve evde.»"

1994)     '... Sehl  bin  Sa'd   (es-Sâidî)   (Radtyallâkü anhümâyâan rivayet edildiğine göre: Resûlullah (Sullallahü Aleyhi ve Seli cm) şöyle buyurmuştur;
«Eğer olursa, atta, kadında ve meskende olur.» Resûlullah
lallahü Aleyhi ve Sellem) uğursuzluğu kasdeder.*"

1995) "... Sâlim'İn babası (Abdullah bin Ömer) (Radtyaüâhü an hum)'-den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
«Uğursuzluk (şu) Üç şeyde olur t Atta, kadında ve evde.»


GAYRET (KISKANMA)  BABI

1996) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü ank)'âen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Kıskançlığın bâzısını Allah sever, bazısını da çirkin görür. Allah Teâlâ'nın sevdiği kıskançlık, kötülük olduğu kuvvetle sanıldığında gösterilen tepkidir. Allah'ın çirkin gördüğü kıskançlığa gelince, kötülük belirtisi olmadığı yerde gösterilen tepkidir.»"

1997)    "... Âişe (Radıyallâhü attftâyd&n; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) in Hadice (Radıyallâhü anhâ)'yı (yanımda çok) andığını gördüğüm için onu kıskandığım kadar (kumalarımdan) hiç bir kadını kıskanmadım. (Kıskanmanın diğer bir nedeni olarak) ve and olsun ki Rabb Teâlâ Hadîce'yi cennette kasab'tan (îbn-i Mâceh dedi ki yâni altından) bir köşk ile müjdelemeyi Peygamber'e emretmiştir."

1998)    "... el-Misver bin Mahreme (Radtyattâkü ank)'den; Şöyle demiştirHz. Hadice, Huveylid bin Esed bin Abdİ'1-Uzzâ bin Kuseyy'in kızıdır. Onun nesebi Peygamber (S.A.V.)'in nesebi île Kusay'de birleşir. Hadİce'nin anası ise Pâtime bint-i Zâide'dir. Peygamber (S.A.V.) 25 yaşında iken 40 yaşında olan Hadîce İle evlenmiştir. Hz. Hadice 64,5 yaşında iken vefat ettiğine göre bu yüce evlilik hayatı 24 küsur yıl sürmüştür. Hadİce'nin vefat târihi hakkında müteaddit rivayetler vardır. Katâde'nin rivayetine göre hicretten 3 yıl Önce vefat etmiştir. Kabr-i şerifi Mekke'nin Cennetü'l-Muallâ mezarîıgındadır. Buharl'nİn Hz. Ali (ItA.)'den rivayet ettiğine göre; Peygamber (S.A.V.) : «Meryem, (zamanındaki) kadınların hayır-bjsıdır. İslâm Ümmetinin en hayırlı kadını Hadîce'dir.» buyurmuştur. Bazı İlim ehli bu badls'e dayanarak Hz. Hadİce'nin Hz. Âişe'den faziletçe Üstün olduğunu söylemişlerdir.
Hz. Hadîce, Peygamber (S.A.V. >'e çok fedakârlık etmiş, en dar günlerinde O"nu teselli etmiş ve yardımcı olmuştur.
Peygamber (S.A.V.)'In ibrahim'den başka bütün çocukları Hadice'dendir. Bun-lann hepsi Peygamber (S.A.V.)'den önce vefat etmişlerdir. Yalnız Fâtime (RA.) Efendimizden sonra vefat etmiştir. Peygamber (S-A.V.)'in erkek çocukları Kasım Ue Abdullah Peygamberliğini ve halkı îslâma davet etmeden önce vefat etmişlerdir. Peygamber (S.A.V.)'in Abdullah isimli çocuğuna Tabir ve Tayyıb da denilir. Peygamber <S.A.V.)1n Mâriye'den olan oğlu İbrahim İse hicretin 8. yılı doğmuş ve bir buçuk yıl veya bir yıl on ay sonra vefat etmiştir. Zeyneb, Bukayye ve Ümmü Külsûm isimli kızları yukarda İşaret ettiğim giW Peygamber (S-A.V.)'den önce vefat ^emişlerdir. Hz. Fâtime ise Peygamber (S-A.V.Vden elti ay sonra vefat etmiştir. Peygamber (S.A.V. )'ln nesl-i mübarekl Ha. Patimû'dandır.
Resûlullah (Sal lal la hu Aleyhi ve Sellem) minber Üzerinde iken şöyle buyurduğunu (bizzat) İşittim:
«Hişâm bin el-Mugire'nin oğulları, kendilerinin kızını Âli bin Ebî Tâlib'e nikahlamaları için benden izin istediler. (Ama) ben onlara izin vermiyeceğim, sonra da izin vermiyeceğim, daha sonra da İzin vermiyeceğim. Ancak Ali benim kızımı boşamak ve onların kızını nikahlanmak isterse (o takdirde izin vereceğim). Çünkü şüphesiz kızım, benden bir parçadır. Ona elem veren şey bana (da) elem verir ve ona eziyet veren şey bana (da) eziyet verir.»"

1999) "... Ali bin el-Hüseyn (bin Ali bin Ebi Tâlib) (Radtyallâhü an-hümyden rivayet edildiğine göre: el-Misver bin Mahreme (Radtyalldhü ank)f kendisine şöyle demiştir:
Ali bin Ebi Talib (RadıyaUâhüanh), Peygamber (SaüaUahü Aleyhi ve Sellem)'İn kızı Fûtuna (Radıyallâhü anhâ) ile evli iken Ebû Cehil'in kızı ile evlenmek istedi. F&tıma, bu durumu işitince Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına vararak ;
— (Babacığım kızlarına eziyet edildiğinde) onlar için senin kızmadığını herkes söylüyor. Bak İşte Ali, Ebû Cehil'in kızı ile evlenmek üzeredir, dedi.
Misver demiştir ki •. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kalktı (bir hutbe okudu. Hutbesinde) şehâdet getirdikten sonra şöyle buyurduğunu işittim:
— «Besmele, hamd ve şehâdetten sonra (bilmiş olun ki:) Ben . (kızım Zeyneb'i) Ebül-Âs bin er-Rabia nikâh ettim. O bana (Zeyneb üzerine evlenmiyeceğine) söz verdi ve bana karşı (verdiği sözde) doğru davrandı. Ve şüphesiz Muhammed'in kızı Fâtıma benden bir parçadır. (Aranızda dolaşan söylentiler gibi şeyler yüzünden) onu bir hatâya düşürmenizi çirkin görürüm. Allah'a yemin ederim ki, hiç bir zaman Resühıllah'm kızı, Allah'ın düşmanı (Ebü Cehil)'in kızı ile beraber bir erkeğin nikâhı altında birleşemez.»
Râvi demiştir ki: Bunun üzerine Ali (Radıyallâhü anh), Ebü Ce-hil'in kızını istemekten vazgeçti."


NEFSİNİ  (KADINLIĞINI) PEYGAMBER(SAS) E HİBE EDEN (YÂNÎ MEHÎRSÎZ VEREN)   KADIN 

2000)    "... Âişe   (Radtyallâhü anhâ)'âan rivayet edildiğine göre:  Şöyİe söylerdi:
Kadın, nefsini  (kadınlığını)  Peygamber    (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e    (mehirsiz olarak)  hibe etmekten haya etmez mi?    (diye
ayıplardı.) Nihayet Allah TeâIâ
"Ey Nebi, kadınlarından dilediği (nin nöbeti) nî geriye bırakabilirsin, dilediğini de yanına alabilirsin (kadınların arasında nöbet usûlünü uygulamaya mecbur değilsin)» âyetini indirince Âişe ben şöyle söyledim, demiştir -.
—  (Yâ Resülallah) Rab bin şübhesiz senin dilek ve arzunu geciktirmeden derhal gerçekleştirir."

2001)    "... Sabit  (el-Iiennâni)   (RadtyaUâhü ank)\\en; Şöyle demiştir : Biz Enes bin Mâlik  (Radıyallâhü anhl'ın yanında atanıyorduk. Onun bir kızı da onun yanında idi. Enes:
Bir kadın. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)in yanına gelerek kendi nefsini (kadınlığını) Ona arzetti ve: Yâ Resûlallah! Bana ihtiyacın var mı diyerek (O'nunla evlenmek teklifinde bulundu)?
(Yanımızda bulunan) Enes'in kızı -. O kadının hayasının azlığına şaşarım, dedi. Bunun üzerine Enes, (kızına) :
O kadın senden hayırlıdır. Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem) ile evlenmek (şerefine) kavuşmak istediği için kendi nefsini O'na arz etti, dedi."


ÇOCUĞUNUN KENDİSİNDEN OLDUĞUNDAŞÜPHE EDEN ADAM

2002)    "...  Ebû Hüreyrt* (liıulıyatlâhü anh)\\vn;  Söyle «lemi-ıit :
Benî Fezâre (kabilesin)den bir adam ResûluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek:
—  Yâ Resûlallah! Benim ailem siyah bir erkek çocuk doğurdu. (Ben siyah olmadığım için ailemden şübheleniyorum, demek istedi.) Bunun üzerine ResûluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (adama) :
—  «Senin develerin var mı?» diye sordu. Adam :
—  Evet  (var), dedi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
—  «Peki, develerin renkleri nasıldır?» buyurdu. Adam î
—  Kırmızıdır, diye cevap verdi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) :
—  -Develerin içinde beyazı siyaha çalar boz deve var mı?» buyurdu. Adam :
—  Şüphesiz bunlar içinde beyazı siyaha çalar boz develer vardır, diye cevap verdi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seliem) :
—  «Şu halde o boz renk nereden bunlara geldi?»    diye sordu. Adam:
—  Soyundan bir damara çektiği umulur, diye cevap verdi. Efendimiz:
—  «Bu çocuğunu    da eski bir soy damarı çektiği   umulur,- buyurdu.
(Bu hadîsi müellife Ebû Bekir ile Muhammed bin Sabbah rivayet etmişlerdir. Bu ifâde Muhammed bin Sabbah'a aittir.)"

2003) "... (Abdullah) bin Ömer (Rad$yallâkü anhümâ)'<Xan; Şöyle de-mişlİr:
Bedevilerden bir adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) in yanına gelerek:
—  Yâ Resûlatlah! Benim karım benim yatağım üzerinde (yâni nikâhım altında)  siyah bir oğlan çocuk doğurdu. Halbuki biz Öyle bir aileyiz ki içimizde öteden beri hiç bir siyah kimse olmamıştır, dedi, (karısından şüphelendiğini ifâde etmek istedi.) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), ona:
—• «Develerin var mı?» diye sordu. Adam:
—  Evet (var), dedi. Peygamber  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
—  «Peki, bunların renkleri nasıldır?» buyurdu. Adam t
~ Kırmızıdır, diye cevap verdi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
—  «Bunların içinde siyah deve var mı?» diye sordu. Adam t
—  Hayır, dedi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
—  «Bunların içinde beyazı siyaha çalar boz deve var mı?» buyurdu. Adam:
—  Evet (vardır.), dedi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem);
—  «Peki, o boz renk nereden oldu?» diye sordu. Adam :
—  Soyundan bir damarın onu çektiği umulur, diye cevap verdi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
—  «Soyundan bir damarın senin bu oğlunu çektiği de umulur.» buyurdu."

2004)    "... Âişe (Radıyallâhü anhâyâan; Şöyle demiştir:
Zamanın cariyesinin oğlu (Abdurrahman'ın nesebinin tâyini ve kimin oğlu sayılmasının gerekliliği) hakkında Zam'a'mn oğlu (Abd) ile Sa'd (bin Ebi Vakkas), aralarında bulunan ihtilâfın halli için Peygamber (Sallatlahü Aleyhi ve Sellem)'e baş vurdular. Sa'd:
—  Yâ Besûlallah!  (ölen) kardeşim (Utbe)  bana vasiyet ederek, Mekke'ye vardığımda Zamanın cariyesinin oğluna bakıp yakalamamı (almamı) istemiştir, (Çünkü çocuğun kendisinden olduğunu söylemiştir), diye iddiasını açıkladı. Abd bin Zam'a da:
—  Çocuk benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğludur, babamın firâşı (yatağı) üstünde doğmuştur, dedi. Sonra Peygamber (Sal-lallahü Aleyhi ve Sellem) çocuğun Utbe'ye benzediğini gördü ve:
—  «Yâ Abd bin Zam'a! (Abdurrahman isimli)    bu çocuk senin (kardeşin) dir. Çocuk fir&ş (sahibin) e aittir. (Sonra Peygamber (Sal-UÜahü Aleyhi ve Sellem), kendi zevcesi olan Zam'a kızı Sevde'y®' :
«Yâ Şevde! Sen bundan sonra (Abdurrahman isimli) bu çocuğa gözükme» buyurdu."

2005)    "... Ömer (bin el-Hattab) (Radtyallâhü aM*;'den rivayet edildiğine göre :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) çocuğun firâş (sahibin)'e
âit olduğuna hükmetmiştir."

2006) ... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü ü«A)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Çocuk firâş (sahibin) e aittir. Zina eden (erkek) e de (çocuktan) mahrumiyet vardır.»"

2007)    "... Ebû Ümâme el-Bâhilî (Radtyallâhü tf»ft)'den; Şöyle demiştir : Ben, Besûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) den şöyle buyururken işittim s
«Çocuk firâş (sahibin) e aittir. Zina eden (erkek) e de (çocuktan)
mahrumiyet vardır
2008) "... (Abdullah) bin Abbas (Radtyallâhü ankümâydan: Şöyle demiştir :
Bir kadın. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek müslüman oldu. Sonra bir adamla evlendi. İbn-i Abbas demiştir ki sonra kadının ilk kocası gelerek :
— Yâ Resûlallah! Ben (bu) karımla beraber müslüman olmuştum ve karım benim müslüman olduğumu biliyordu, dedi. İbn i Abbas demiştir ki: Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem), kadını son kocasından aldı ve ilk kocasına iade etti."

2009)    "...  (Abdullah)  bin Abbas (Radtyallâhü an/tümâ)'&dn; Şöyle de-
Resûlullah  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), kızını  (Zeyneb'i)  iki yıl sonra (kocası) Ebü'l-Âs bin er-Rabİ'a ilk nikâhı ile iade etti."

2010) "... Amr bin Şııayb'in dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (Radt-yallâhü anhüm)'(\en; Şöyle demiştir:
Hesûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), kızı Zeyneb'i yeni bir nikâh ile (kocası) Ebü'l-Âs bin er-Rabi'a iade etti."

2011) "... Cüdâme hint-i Yehb el-Ksediyye (öl) (Radıyallâhü anhâ)\\di\: Sİİyle demiştir :
Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve SellemJ'den şöyle buyururken işittim :
-Ben ğıyali (erkeğin, emzikli karısı ile cinsel ilişkide bulunmasını) yasaklamayı arzuladım. (Fakat) baktım ki acemler ve rumlar ğıyal işini yapıyorlar ve (emzikli) çocuklarını öldürmüş olmuyorlar.»
(Cüdâme demiştir ki) ve O'na azıl (cinsel ilişki esnasında erkeğin geri çekilip suyunu dışarıya akıtması) hükmü sorulurken de şöyle buyurduğunu (bizzat) işittim :
-Azıl, ve'd (= kız çocuğu diri olarak toprağa gömme işin)in gizli bir çeşitidir.»"

2012) "... Esma bint-i Yezîd bin es-Seken (62) (Radtyallâhü anhâyâan rivayet edildiğine göre kendisi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'âen şunu işitmiştir:
«(Emzikli karılarınızla cinsel ilişkide bulunmak sureti ile) gizlice çocuklarınızı öldürmeyiniz. Nefsim, kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki ğayl, (emzikli kadınla cinsel ilişki çocuğa öyle zararlıdır ki çocuk yetişip) atma binmiş atlı (iken, o)na ulaşır ve nihayet onu attan düşürüp ölümüne sebebiyet verir.*"


KOCASINA EZİYET EDEN KADIN HAKKINDA BİR BÂB

2013)    Ebû Ümâme (RadtyaUâhü attfı)'dçn\  Şöyle demiştir:
Bir kadın, iki çocuğu ile beraber Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi. Kadın bir çocuğunu taşımış, diğer çocuğunun da elinden tutup çeker vaziyette idi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (kadının çocuklarına olan bu şefkat ve düşkünlüğünü görünce) şöyle buyurdu:
«(Kadınlar çocuklarını) karınlarında taşıyıcılardır, doğuruculardır, çok merhametlilerdir. Kocalarına ettikleri eziyetler olmazsa bunların namazcıları Cennet'e girer.»"

2014)    il... Muâz bin Cebel (Radıyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Her hangi bir kadın (mü'min) kocasına eziyet ettiğinde, adamın
hurü'I-İyn'den olan karısı (bu kadına) :
Allah senin canım alsın, adama eziyet etme. Çünkü şübhesiz o, senin yanında misafirdir, senden ayrılıp yanımıza gelmesi yakındır,
der.»"


HARAM, HELÂLİ HARAM ETMEZ, BABI

2015) "... (Abdullah) bin Ömer (Radıyallâhü anHiimâ)'âan rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Haram, helâli haram etmez.»"